İRAN, HANİYE'NİN İNTİKAMINI ALABİLİR Mİ ?
İran, Haniye'nin İntikamını Alabilir mi? 1979 yılında İran'da rejim ve yönetim tamamen değişti. ABD nin sadık hizmetkarı İran Şahı ve çevresindeki az sayıdaki çevresi (akraba, ordu, ticaret ve burokrasi) ülkeden kaçarak uzaklaştılar. Böyle bir sonu bekledikleri için bütün hırsızlar gibi onlar da servetlerinin büyük kısmını yurt dışına, hizmetkarı oldukları ülkelere taşımıslardı. Ancak çoğu bu haram servetleri kullanamadılar. Dost zannettikleri batılılar çoktan el koymuştu bu servetlere. İran İslam devriminde, ABD-İngiltere ve Batı medeniyeti önemli bir sömürü merkezlerini ve hizmetkarlarını yitirmişlerdi. ABD resmen rezil olmuştu. Rezil bir şekilde kovulmuşlar, büyükelçilikleri kapatılmış, şirketlerine el konmuştu. Dünyanın en önemli güç merkezi madara edilmişti. Hem de düzenli bir ordu tarafından değil. Karizmatik bir dini lider ve arkasından giden milyonlar tarafından. Yenilmez, yıkılmaz denilen süper güç Amerika algısını yerle bir etmişlerdi. ABD ve aynı frakanstaki ülkeler İRAN'I asla affetmediler , "kral çıplak " dedikleri için. 1979 dan beri neredeyse dünyanın büyük kısmı İran'a ambargo uyguladılar. Ne ilaç, ne gıda, ne teknoloji verdiler .Hâla da sürüyor bu vahşi intikam. İran kendi göbeğini kendi kesti. 1979 dan beri petrol, dogalgaz, sanayi üretimleri ve nükleer araştırmalarını bizzat kendileri yapıp başardılar. Çok büyük sıkıntılar çekildi. Halk , yokluk, fakirlik ve sıkıntılarla yaşadı. Batının istihbarat örgütleri hiç tatil yapmadı.Surekli fitne, yalan ve algılarla ,İran'ı bölmeye, karıştırmaya çalıştılar. Kısmen başarılı da oldular. Her türlü dış çabalara rağmen, İran ayakta kalabilmeyi başardı. Sadece bununla da kalmayıp , inanç ve fikir akrabaları olan ülkelere, gruplara, örgütlere ciddi destekler verdi. Başını ABD ve Israil'in çektiği ARAP BAHARI, BÜYÜK ORTADOĞU projelerine karşı çıkan ülke ve gruplara verdiği destekle Abd'yi büyuk zaferden mahrum etti. ABD nin marifetiyle Irak diktatörü Saddam, İran'a savaş açtı. 1 milyon Müslüman bu savaşta pis bir plan uğruna can verdi. IRAK bölündü. Saddam bu sadakatinin ödülünü beklerken ülkesinden ve canından oldu. Suudi Arabistan'a ABD ve İngiltere'nin desteğiyle saldırdığı Yemen , İran desteğiyle teslim olmadı ve İzzetli savaşı tamamladı. İsrail'e 2006 yılında ilk yenilgiyi tattıran Hizbullah, İran'ın destekleyip, donattığı örgütlerden biriydi. İran bugün etrafındaki 70 ABD üssüyle kuşatılmış durumda. Kim ne derse desin İran dünyanın en büyük güç merkezlerinden biri hâlà.Ancak bu ağır ambargolar İran'ı bir türlü olmak istediği yere taşıyamıyor. İsrail, ABD için bölgede vazgecemeyecegi bir güç. Her durumda, her kötülükte destekliyor. İsrail'e destek olabilecek bir şah yok artık. Azerbaycan-Israil yakınlığı ve yeni bir Kürt devleti hazırlığı hep kaybedilen İran korkusundan. Devrim ile İran'da ekonomik, sosyal ve eğitim alanlarında ilerleme sağlanması hedefleniyordu. Hatta monarşiye karşı isyanın öncüleri halka, petrolden pay vermeyi de vaat etmişti. Ancak genel kanı ekonomik durumun olması gerekenden çok daha kötü seviyede olduğu görüşünde. Gelir eşitsizliğinin ve hemen her alanda hak ve özgürlükler konusunun tartışıldığı dinamik İran toplumunun taleplerinin, bu ağır sartlarla karşılanmasının zor olduğu düşünülüyor. Bu ağır şartları taşıyan İran, içi içini yerken Israil'in soykırımını direkt cevap vermemenin acısını yaşıyor. İsrail ve Amerika onları savaşın içine çekmek için her türlü ahlaksızlığı ve tahriki yapmaya devam ediyorlar. Kasım Süleymani ve İsmail Haniyye cinayetlerine bir de bu gözle bakabilmeliyiz. Son olarak; Filistin'in kuşatılıp, Gazze'nin boşaltılması, soykırımlar, Lübnan, Irak, Suriye..nin zayıflatılması/bölünmesi... Hepsi bölgedeki petrol ve doğalgaza çökme, çalma projesi. Güçleri yeterse sırada İran var. İran'ın bölünmesi, karıştırılması ve en son da Türkiye hedefte. Türkiye, İran , Irak, Suriye, Mısır işbirliğine gidip bu soysuz kuşatmayı önleyebilir. Şehid İsmail Heniye'yi, tüm Filistin ve İslam şehitlerini rahmet, hayranlık ve dualarla Rabbimize emanet ediyorum.