Hiçbiriniz Beni Doğru Anlamadınız!
HİÇBİRİNİZ BENİ DOĞRU ANLAMADINIZ!
Din ile ahlâk arasındaki korelasyonda;" İyi bir ahlâk sahibi olmadan iyi bir Müslüman olunmaz" ilkesi esastır.
Peygamberimizin, dinde kendini tanımlamasında,
“Ben, ancak güzel ahlâkı tamamlamak için gönderildim.” vurgusu dinin taşıyıcı kolonudur. Kuran peygamberin güzel ahlakına önemle vurgu yapar.
Birileri çıkmış; hırsızlık yapıldı, yolsuzluk yapıldı, kumpas ile devlet soyuldu, fahişeler baş üzerinde taşındı, uyuşturucu ticareti yapıldı, İslam’ın yere çalınmayan değeri kalmadı diyor....
Muhteris taraftar; takım tutar gibi tercihini karnından yana yapıyor, zerre kadar etkilenmiyor.
Dünyasını, Allah'a, Onun Resul’üne, Kur’an’ına, cennetine tercih ediyor. Bu tercih kendisini, ailesini bir süre iyiymiş gibi yaşatıyor ancak millete yaşattığı yanlışı göremiyor. Ahirette ödeyeceği bedeli hiç düşünmüyor.
" Başınıza gelen her musibet kendi yapıp ettikleriniz yüzündendir.”
Şûra - 30
Oy vermek farz değil, iman edip, salih ameller ve temiz ibadetler farzdır.
Bu farzların ne olduğunu umursayanlar yeniden zahmet edip bir araştırıversinler. Kulluk bilinci, İslam bilinci yerini ucuz, günübirlik siyasi parti, ittifak vs seviyelerine düşürmemeliydi.
Türkiye karanlık bir dehlizden geçiyor. 11 il, yüzlerce yerleşim bölgesi; deprem, sel, fırtınayla perişan durumdayken seçim yarenlikleri, algı operasyonları, mezhep ve etnik söylemler mide bulandırdı. Yüzlerce trilyonluk kaynak depremzede yerine seçimler için harcanıyor.
Milyonlarca insan şehirlerini terk etmiş, üniversite ve diğer eğitim kurumlarında okuyanların durumu belirsizken, yüzbinlerce işyeri kapalıyken, milyonlarca insan çadır, konteyner veya sera altında yaşarken bunları hafife alan tavırlar elbette unutulmayacak kadar derin yaralar, izler bırakacak.
Bir gösteride, uzman bir Hristiyan teolog, birine bir soru sorulmuştu , " Şu anda Allah bir mesaj gönderse ne derdi" diye?
“Hiçbiriniz beni doğru anlamadınız!”
Ben bu cevabın etkisinden yıllardır kurtulamadım. Bütün semavi din mensupları; vahşi emperyalizm ve kapitalizmin etkisine öyle bir girmişler ki... Gerçekten doğru ve dört başı mamur bir aydınlanmayı göremedi dünya. Ne diğer dinlerin hakim olduğu coğrafyalarda ne de İslam coğrafyalarında...
Ya zenginlik, kalkınma kutsandı, ya da yanlış inanış biçimleri. Ya büyük zenginlik, ya da cehalet, fakirlik ve sömürü. Ortak olan şey " adalet ve merhamet " hep eksik kaldı.
Dilerim ki bu seçimler ülkemiz için yeni umutların yeşerdiği günlerin başlangıcı olabilir. Dilerim hep büyük umutlarla beklediğimiz tünelin sonundaki ışığa kavuşabiliriz.