GAZZE'NİN VERDİĞİ DERS
İslâm toplumları hükümetlerini harekete geçirebilmek için büyük çabalar gösterildi.
Beklendiği kadar somut destek oldu dersek yalan söylemiş oluruz. İslam İşbirliği Teşkilatı ülkeleri bol bol kınamakla yetindiler. İslam ülkelerini yönetenlerin ve sözde İslâm alimlerinin ürkekliği, pasifliği çağlara ibret oldu, kötü örnek oldu.
Elbette güzel şeyler de oldu.
Dünyanın en güçlü silah ve para desteğine sahip bir orduya karşı, tünellerde yaşayan, mütevazi füzeler ve hafif silahlarla savaşan yiğitler 2 yıla yakındır direniyorlar, şeytanlara kök söktürüyorlar.
Her dinden ve inançtan milyonlar zulme başkaldırdılar. Dünyanın en tanınmış üniversiteleri ve halkları yollara döküldü, meydanları doldurdu. Hristiyan kökenli Güney Afrika Cumhuriyeti, İsrail'i uluslararası insan hakları mahkemesine şikayet etti. Bir çok ülkede siyasiler, stk'lar önemli eylemler, konuşmalar yaptılar. Kendilerini yakanlar, bizzat Filistin'e gelip destek olanlar, canlarını feda edenler oldu.
Gazze destanı sürecinde İslâm, yeniden dünya gençliğinin, dünya milletlerinin ilgisini çekti. Kuranı araştıranlar, İslama ilgi duyanlar, müslüman olanlar hayli fazla oldu.
Müslümanlar, Endülüs medeniyetinde bilimin ve aydınlanmanın zirvesindeydi. Batının karanlık medeniyeti tarafından imha edilen o medeniyet ve aydınlanma yeniden düştüğü topraklarda yeniden ihya olacak gibi.
Gazze insanlığa turnusol olmaya devam ediyor.