Dua yanlışların Üzerine Şal Gibi Serilir mi?

Vedat KAHYALAR

DUA YANLIŞLARIN ÜZERİNE ŞAL GİBİ SERİLİR Mİ?
Dualarımız kabul olmuyor mu?
Dua, insanın eksiklerini telafi etme, istek ve arzularını dillendirme vasıtasıdır. Aynı zamanda dua, kişinin manevi gelişim ve büyümesine de katkı sağlamaktadır. Kişiyle Yaratıcı arasında bir köprü vazifesi gören dua, bireyin kendiliği ve Yaratıcı arasında irtibat kurma vesilesidir.

Allah'ın emrettiği şekilde, insanın kalp ve beynini en iyi şekilde kullanarak, insan onuruna en yakışacak şekilde yaşayan, okuyan, araştıran, düşünen, Allah’a karşı sadakatini samimiyetle yerine getiren, helâl yoldan geçinen kişi " gereğini yaptığı " halde bir takım olumsuzluklar ve engeller yaşarsa bunlar için dua edip, yardım talep edebilir. Duanın kabul edilebilmesi bu şartlara bağlıdır zaten.

Sünnetullah'ın cari olduğu alanda dua gerçek bir faktör değildir.

Sünnettullah nedir?
İnsanların yapıp ettiklerinden dolayı Allah'ın onlara karşı takip ettiği yol olduğunu söyleyebiliriz. Bu, insanoğlunun tabi olduğu ve boyun eğmek zorunda olduğu evrensel bir yasadır.

Her hafta cuma hutbelerinde tekrar edilen Azhab 56.ncı ayeti hatırlayalım:

"Allah ve melekler peygambere salât ediyorlar; ey iman edenler, siz de ona salât ve selâm okuyun. "

Salat nedir?
1-En önemli anlamı dua. Dua, insanın özünü ve gönlünü Allah’a yöneltmesidir.
2-Özel olarak namaz ibadeti.
3-Destek olma, yanında olma, yüceltme.

“De ki: Duanız olmasa Rabbim size ne diye değer versin!
(Furkân,77)

Dua bizzat, kendi irade ve isteğimizle doğruya yaklaştıran çabalar sonrasında alamadığımız engelleri aşmak için Rabbimize müracaatınızdır. Samimiyet ölçüsünde üstün bir ibadet biçimidir. Hakkı savunurken sözlü ve fiili çabalarımız değerlidir.

Bugün Gazze'de hak/batıl savaşı veriliyor. Allah’ın tarafında olanlar ile şeytanın tarafında ilanlar bir bir ayrılıyor. Onurlu Hristiyan, Yahudi, Hindu, Budist, deist, ateistler Müslümanlar gibi sokaklardalar. İnsan olmanın sorumluluğuyla bu soykırımına çığlıklarıyla karşı çıkıp, hakkın yanında yer alıyorlar. Rabbim onlara bunun karşılığı olarak hidayet versin. Aslında zulme rıza göstermeyen herkes en üst makamdan yardım istiyor, ibadet ediyor.

Kendisine sınırsız bir güç vehmeden yenidünya düzeninin KÜRESEL İLAHLARI bu soykırımla şeytanın yanında olduklarını ilan ettiler. Yeni normaller bir bir sürüldü dünyaya.

Çocuklar öldürülebilir, kadınlar öldürülebilir, hayvanlar öldürülebilir,  hastane, okul, cami, kilise, sivil yerleşim bölgeleri bombalanabilir. İnsan hakları, çocuk, kadın, hayvan, kent, çevre hakları kavramları ortadan kaldırılabilirdi onlara göre. İlgili dünya sivil toplum örgütleri de ilginç bir şekilde suskunlar. KÜRESEL ilahlar, dünya düzenini değiştirmeye çalışıyorlar.

Ama hesap edemedikleri konu, DUA 'nın gücü, desteğin gücü, hâlâ bozulmamış insanların varlığı ve desteğiydi.

Gazze'li yiğitler bu hesapları bozdular tüm olanaksızlıklara rağmen. Onurlu insanlar ve samimi Müslümanlar çomak soktu bu kirli senaryoya.

" İbrahim anlaşması" projesiyle sesi soluğu kesilen, İsrail'e destek olan, işbirlikçi Arap yönetimleri, bu anlaşmaları halklarının gösterdiği aşırı teliyle rafa kaldırmak zorunda kaldılar.

Doğu Akdeniz’deki, Gazze önlerindeki, Gazze'nin hakkı olan, 524 milyar dolarlık petrol ve doğalgaz rezervleri de artık öyle kolaylıkla ABD ve İNGİLTERE ortaklığıyla aşırılamayacak.

İslam toplumları artık uyanmalı. İse;  okuyarak, aklederek, hukuku, insan haklarını, liyakati, özgürlükleri ve eğitimi önemseyerek üretim odaklı, adil paylaşım odaklı yönetimler sergileyerek başlamalı. Yeni bir yönetim sistemi geliştirene kadar, demokrasinin artık islam coğrafyalarında en iyi şekillerde uygulanması şart olmuştur.

Yaşanan soykırıma rağmen, halkı Müslüman olan ülkelerden,  hala Israil'e mal ve hizmet sağlanması büyük bir utanç olarak tarihe geçmiştir.

Bunlar yapılmadan sadece hamasetle, kınama ile lanetle veya somut girişimler yapmadan dua etmenin sonuçlarını açıkça gördük.

İsrail'e mal ve hizmet sağlanması durdurulmalı, hava sahaları ve üsler kapatılmalı, Gazze'ye insani ve tıbbi yardımlar yağmalı, Siyonizm’i destekleyen firmalara karşı boykot arttırılarak sürdürülmeli ve mümkünse ömür boyu sürdürülmeli.

Bütün bunları yaptıktan sonra görevini yapmış,  samimi bir kalple duaya devam edilmelidir.