Depremler, Suistimaller, Kurumsallaşma ve Kaybolan Gelecek
Biraz önce Çukurova Üniversitesindeydim. Bölgenin en büyük tıp merkezi olan Ç.Ü Balcalı Hastanesi boşaltılmış, yıkılacağı günü bekliyor.
Burası hem dev bir hastane kompleksi, hem de tıp fakültesinde okuyan binlerce doktor adayının yetiştiği / yetiştirildiği okuldu.
Şimdi yıkılacak.
Neden ?
Bina çürük ...
Üniversite hastanesi, sağlam ve hastane ozelliklerine uygun inşaa edilmemiş.
Normalde bu tür binalar inşaa edilirken üst seviyede sağlamlık, depreme dayanıklılık olmalıydı.
Kim ihale etmiş?
kim inşaa etmiş ?
Kim denetlemiş ?
Bu önemli mi bu ülkede ?
Bu hikayeyi yazmaya bilmem gerek var mı? Eminim siz bu soruların cevaplarını ezbere verebilirsiniz.
Hangi parti, hangi aracı, hangi müteahhit, hangi denetim?
Şimdi binlerce hasta mağdur edilip, sevk edildiler başka hastanelere. Ya doktorlar? Ya diğer sağlık çalışanları? Özel ihalelerle; temizlik, güvenlik, yemek üreten firmalar, çalışanları? Kantin işletmeleri, dolmuş, otobüs, sağlık gereçleri satanlar?
Sadece Balcalı özelinden bir hesaplayabilir misiniz ekonomik kayıpları?
İşlerini kaybedenler, tayin edilen memurlar, işletmeler...
Boşuna ödenen maaşlar, zorluklar,
güney ve güneydoğuya hizmet verememek!
Bunu deprem yaşamış 11 il için hesaplayabilir mısınız?
Yıkılan okullar, hastaneler,
havalimanları, resmi binalar...
Hepsinin altında yatan gerçek aynı.Başımıza gelen felaketlerden ders almıyoruz ve dünya ile birlikte, o oranlarda gelişemiyoruz. Eğitim, organizasyon, siyasal ve bürokratik yönetim düzeyimiz düşük kalıyor.Bu sebeple kurumsallaşamıyoruz.
Şimdi depremlerle ilgili çarpıcı şu rakamlara, oranlara ve değişime bir bakıverin lütfen :
100 yıl Önce:
Şili : Yılı: 1939
Şiddeti: 8,3, ölü sayısı: 28 bin
Japonya : Yılı: 1923
Şiddeti: 7,9 ,
Ölü sayısı: 100 bin
Türkiye : Yılı: 1939
Şiddeti: 7,9
Ölü sayısı: 30 bin
100 Yıl sonra
Şili:Yılı: 2010
Şiddeti : 8.8
Ölü sayısı: 525
Yine Şili;
Yılı: 2014
Şiddeti: 8.2
Ölü sayısı: 7
Şili, Yılı: 2015
Şiddeti: 8,4
Ölü Sayısı: 15
Japonya :
Yılı: 2003
Şiddeti: 8.3
Ölü sayısı: YOK
Yılı 2006
Şiddeti: 8.4
Ölü sayısı: YOK
Yılı 2011
Şiddeti: 9,1
Ölü sayısı: 15.899 (Deprem 6 dakika sürmüş tamamına yakını 40,5 m'lik tsunami nedeniyle ölmüştür.)
Yılı 2016
Şiddeti: 7.0
Ölü sayısı: 273
Yılı 2021
Şiddeti: 7,3
Ölü sayısı: 1
Şimdi Ülkemizin deprem görünümüne bakalım.
Türkiye :
Yılı 2023
Şiddet: 7,8
Ölü Sayısı 54.000 (Suriye dahil)
100 Yıl önce onlarda da deprem olunca 30 bin, 40 bin, 100 Binli rakamlar vardı.
100 yıl sonra onlar büyük depremlerde ölü sayısını50-100'lere indirdi, bizde hala 40-50 binli rakamlar devam ediyor.
Sadece deprem üzerinden bile bakınca ; gelişmişlik düzeyimiz, eğitim sistemimiz, tarım ve sanayideki durumumuz,
ekonomimizl, siyasetimiz, bürokrasimizin ortalama karnesinin ne kadar kırıklarla dolu olduğu açıkça görünüyor.
Sürekli övünerek, şişinerek bir de üstüne üstlük kibirlenerek bizde anlatılan Türkiye panoroması bu.
Bir depremle makyaj dağıldı.
Aslında artık, dağılması gereken, sona ermesi gereken net olarak şudur: Bu ülke ortadoğulu bakış açılarından,yanlış din algılarından,bilimle kavgadan,liyakatten uzaklaşmaktan,adalet ve özgürlüklerin yeterince değer görmemesinden çok çekti.
Yetmez mi artık? Bırakın artık Allah'ın emrettiği gibi dosdoğru olanlar yönetimlere gelsin.
Partiler kendine çeki düzen versin, en iyileri sahaya sürsün.
Üretimler çağın gerektirdiği seviyeye ulaşsın.
Egitim sistemi tüm bu güzelliklere hizmet için çırpınsın kendini aşsın!
Hukuk uygulamalarınızla dünyaya hayranlık uyandıran örnekler sunalım.
Özgür üniversitelerimiz, insanlığa yepyeni çözümler, güzellikler sunsun.
Çok zor değil bunlar.