Sen'den Uzak!

Turgay BAŞBOĞA

Mübarek Mevlid Gecemiz Mübarek olsun dostlar...

Ağaçlar selam durur,
Dağ, taş zikre dalardı.
Sukut-u Hayal şimdi,
Sessiz bir kainat kaldı.

Tebessümünde güller açar,
Isıtırdı gönülleri.
Şimdi yürekler üşüyor,
Asık bir surat kaldı.

Kaçırmamak için hiçbir şeyi,
Pür dikkatti Ashab’ın.
Şimdi tozlu raflarda,
Onlarca külliyat kaldı.

Gündüzleri mücahid
Geceleri abid di erlerin
Kalplere tesir etmeyen,
Boş tesbihat kaldı.

Komşusu açken,
Tok yatmazdı komşular.
Şimdi komşular duyarsız,
İnsanlar hoyrat kaldı.

Sen varsan eğer,
Mutlu idiler yetimler.
Değerler yitik şimdi,
Pazarda satılan mezat kaldı.

Kirlenmesin diye kalpler,
Kabe kılmıştın O’nu,
Unutuldu Kur’an ve Sünnet,
Geriye bidat kaldı.

‘’Bir topluluğun efendisi 
  Ona hizmet edendir’’derdin.
Tevazu kayıp kıymet,
Lanetli kibriyat kaldı.

‘’Kızım ;kendini ateşten koru’’
Diye feryat ederdin.
Güvendiğimiz dallar koptu,
Elimiz ayağımız sakat kaldı.

Mutluydu insanlar,
Bahtiyardı senin yanında.
Hayatın hiç tadı yok,
Dillerde buruk bir tat kaldı.

Ashabın Cennet karşılığında,
Satmıştı canını ve malını.
Dünyayı satın alanlar iflasta,
Yüklü bir zayiat kaldı.

Hiç bitmeyen Ziya’nla,
Yırtmıştın tüm karanlıkları.
Yitirdik nurumuzu eyvah!
Hepten zulumat kaldı.

Ey Nur-ul Envar!
Nurundan nur kat bize.
Dünyaya köle ruhlarımız,
Bom boş bir hayat kaldı.

Duaya açılırdı eller,
Mescid gibiydi evler.
Takva bize çok uzak,
Şatafatlı sefahat kaldı.

Mü’minler kardeşti,
Saf bağlamışlardı birlikte.
Her yan kan gölü şimdi,
Yenilen acı bir tokat kaldı.

Ayı ve Güneş’i eline verseler,
Asla vazgeçmezdin davadan.
Elest bezminden kalma,
Boş bir beyanat kaldı.

Dengeliydin her zaman,
Hiç kimseyi kırmazdın.
Kaybettik kendimizi,
Tefrit ve ifrat kaldı.

Zırhını kuşandın mı,
Çıkarmazdın katiyyen.
Yürekler korku doldu,
Miskinlik abad kaldı.

Ey Seyyid’ül Evvabın,
Çokça tevbe ederdin.
Kirlenmiş kalplerden sızan,
Kötü bir ifrazat kaldı.

Senin yüzüne bakanlar,
Huzur bulurdu Sen’de.
Yüzüne bakacak yüzümüz yok,
Lakin son bir takat kaldı.

Ey Ferid’ü Kevn’ü Zaman,
Aydınlattın, rehber oldun.
Başka kurtuluş yok,
Tek sığınak tahiyyat kaldı.

‘’Yakıtı insanlar ve taşlar olan,
Ateşten korunun’’ diye uyardın.
Ölüm herkese çok yakın,
Kısa bir miad kaldı.

Hesap gününün dehşetiyle,
Sararırdı yüzün anlatırken.
Hesaplaşmayla aramızda
Sadece hilkat kaldı.

Hakkı ve Sabrı tavsiye,
Kurtuluş reçetendi insanlığa.
Bedava cennet yolcularının,
Boşuna beklediği murat kaldı.

Seni öyle özlüyor ki,
Sana hasret yürekler.
Özlem gönüllerde kor,
Sade bir vuslat kaldı.

Günahımız çok günahkarız,
Tevbe ediyoruz pişmanız.
Senden başka liman yok,
Tek ümidimiz şefaat kaldı.

TURGAY BAŞBOĞA