Korkuyorlar!
İki şey var ancak ölümle unutulur; ‘’Anamızın’’ yüzüyle ‘’Şehrimizin’’ yüzü…
(Nazım Hikmet Ran)
Kudüs Ana’dır…
(Nuri Pakdil)
KORKUYORLAR!
Buz gibi esen yelin ve sokak lambalarının ışığı altında yürürken,
Bir gece yarısı,çıktılar önüme ansızın!
Alacakaranlıktı , benden başka gören olmadı onları…
Ölümlerine ağlanmayan askerlerdendiler,
Bir mangaydılar; Ölü(m)ler Mangası!
Vücutları çelik yelekle kaplıydı,başlarında miğferleri vardı,
Kısa konçlu çizmeleri,pantolonları,ceketleri,
Kollarında altı köşeli yıldız işaretleri,
Ellerinde otomatik silahları,
Omuzları ve miğferleri arasında başları vardı ama yüzleri yoktu.
Korktukları hem de çok korktukları belli!
Gözlerinden belli diyemem,yüzleri yok ki gözleri olsun.
Korktukları hem de çok korktukları belli,
Korkularından parmakları tetikte,
Korkularından ateş etmeye başlıyorlar artsız, arasız,
Korktuklarından her sese ,her kımıltıya ateş ediyorlar,
Her şeye,bütün yapılara,bütün taşıtlara,bütün canlılara…
Hatta;Rüzgardan sallanan yaprağa,sokak kedisine,
Kendi gölgelerine bile…
Korktukları hem de çok korktukları belli!
Yaralı bir aslanı takip eden sırtlan sürüleri gibiydiler…
Korkuyorlardı;
Nereden ve kimden geleceği belli olmayan sapan taşından Davut’ların,
Ve korumuyordu onları kollarındaki ‘’Davut Yıldızı’’
Korkuyorlardı;
Bu korku kemiriyordu yüreklerini ve kafalarının içini.
Bu şehir öldürülmemiş miydi kendileri öldürülmeden önce?
Bu şehrin tüm binaları yıkılmış,dümdüz edilmemiş miydi?
Yağmalanmamış mıydı,
Anaları ağlamamış mıydı babasının kollarında ölen küçücük çocukların?
Ama işte duruyordu karşılarında;
Gecenin ve buz gibi esen yelin içinde bir şehir ve yaralı bir aslan…
Ve bağırıyordu avazı çıktığı kadar; ‘’Yenileceksiniz ve cehenneme sürüleceksiniz…’’
(Al-i İmran Suresi 12. Ayet)
Korkuyorlardı çünkü yüzsüzdüler,
Korkuyorlardı çünkü işgalciydiler,
Korkuyorlardı çünkü suçluydular,
Korkuyorlardı çünkü zalimdiler…
Zalimler için yaşasın Cehennem!
(Bediüzzaman Said Nursi)
Korkuyorlar!
Ve korktukları hem de çok korktukları belli her hallerinden!!