''KÖKLER''imiz!

Turgay BAŞBOĞA


‘’KÖKLER’’imiz!
Henüz Siyah-Beyaz televizyonların olduğu yıllardı ve televizyon yeni yeni evlerimize girmeye başlıyordu. Yaşı 50 ve üzerinde olanlar hatırlayacaklardır KÖKLER diye izlenme rekorları kıran(ki o dönemlerde çok fazla seçenekte yoktu) bir dizi gösteriliyordu.1977 yılında mini dizi olarak Alex Haley'in kitabından uyarlanan Kökler(Bir Amerikalı Ailenin Efsanesi (Roots: The Saga of an American Family)) ; Kunta Kinte isimli bir Afrikalının ülkesinden kaçırılıp, köle olarak Amerika'ya getirilmesiyle yaşadığı zorlukları, ötekileştirilmeyi ve ırkçılığı konu alıyordu.

ABC televizyonu yöneticileri 1977’de Alex Haley’in Kökler adlı romanından uyarlanan diziyi yayınlama kararı aldığında, edecekleri zararı karşılamak için gerekli tedbirleri de düşünmüştü. Afrikalı bir ailenin Amerika’da köleleştirilmesi ve sonunda özgürlüklerine kavuşması anlatılıyordu.

Dizinin şansını artırmak için şair Maya Angelou, futbol yıldızı OJ Simpson gibi isimler de dahil edilmişti kadroya. Köleleri taşıyan geminin beyaz kaptanı, yaptığı işin çelişkilerini vicdanında taşıyan bir karakter olarak, atalarının köle ticaretindeki rolü konusunda beyaz izleyici kendisini daha iyi hissetsin diye eklenmişti diziye.
Beklenenin tam tersi oldu. 23 Ocak 1977’de yayınlanan ilk bölümü izlemek için 29 milyon evde o kanal açılmıştı. Son bölümü ise 36 milyon hanede yaklaşık 100 milyon kişi izlemişti. Bu Amerikan televizyon tarihinde bir ilkti. Dizi daha sonra dünya çapında da büyük ilgi gördü.

ABD’nin ırk tarihiyle ilgili konular hala büyük ilgi görüyor. Bu nedenle History Channel bu diziyi yeni kuşaklar için tekrar çekme kararı aldı. Kanal sayısının artması gibi nedenler ilk dizinin başarı seviyesini yakalamayı zorlaştırsa da yeni dizinin ilk bölümünü 5,3 milyon kişi izledi. Bu, bir mini dizinin ilk bölümü açısından son üç yıldır kaydedilen en yüksek rakamdı.

Fakat Kökler dizisi yeni yapım konusunda en iyi gerekçeleri sunuyor. Yeni kuşaklar modern yıldızların rol aldığı yeni yapımlara daha fazla ilgi duyacaktır. Ayrıca 2016 yılı, kurumsal ırkçılığın ve köleliğin karanlık geçmişinin çokça tartışıldığı bir dönem olmuştur. Bunun yanı sıra siyah karakterler televizyonda daha sık görülmeye başlamıştır.
Ayrıca; ABD’de ırk ilişkilerinin daha fazla tartışıldığı bir dönemden geçiyor. Siyah Hayatlar Önemlidir hareketi, polisin Afrika kökenli Amerikalılara uyguladığı orantısız şiddete dikkat çekiyor. Bu nedenle Kökler’in yeniden yayınlanması anlamlı bulunuyor.
Yeni dizi eskisiyle tümüyle aynı değil. Yeni dizide hikâyenin kahramanı Kunta Kinte’yi canlandıran Malachi Kirby, ilk dizide canlandıran LeVar Burton’dan daha olgun tavırlar sergilediği gibi, kökenlerinin dayandığı Batı Afrikalı kabileye ilişkin de daha fazla bilgi içeriliyor.
Kökler’in içerdiği mesaj 1970’lerde olduğu gibi bugün de ABD’nin dışında da yankı bulmaktadır. Avustralya, Japonya, Kanada, Güney Kore ve İspanya da dahil olmak üzere 50’den fazla ülke yeni diziyi yayınlamak üzere satın aldı.

Dizinin yeniden çekimi konusunda dizinin başkarakteri Burton şunları söylüyor: “Holokost hikâyelerini ne kadar sık duyuyoruz. Yahudilerdeki ‘asla unutma’ kültürü muhteşem bir gelenek. Bu hikâyelerin ısrarla yeni kuşaklara aktarılması Yahudi kimliğinin bir parçası haline gelmiş. İnsanın hafızası şaşırtıcı derecede kısa ömürlü olduğu için bazı şeyleri sürekli kendimize hatırlatmak gerekiyor.”

Yok yok niyetim elbette ABD yapımı bir mini dizinin reklamını yapmak ya da yaşımızın ne kadar ilerlediğini ispatlamak değil. Ben ‘’KÖKLER’’ terimine taktım…

Burton’un muhteşem bir Yahudi geleneği olarak dile getirdiği ‘’asla unutma’’ kültürüne bağlı sürekli hatırlama/hatırlatma geleneği. İnsan unutan bir varlık. Bu sebepledir ki Yüce kitabımız Kur’an-ı Kerimde bu olumsuz hasleti dile getirmiştir.

" (O gün onlara şöyle diyeceğiz:) Bu güne kavuşmayı unutmanızın cezasını şimdi tadın bakalım! Doğrusu biz de sizi unuttuk; yaptıklarınızdan ötürü ebedî azabı tadın! "(Secde 14)

" Ey Davud! Biz seni yeryüzünde halife yaptık. O halde insanlar arasında adaletle hükmet. Hevâ ve hevese uyma, sonra bu seni Allah'ın yolundan saptırır. Doğrusu Allah'ın yolundan sapanlara, hesap gününü unutmalarına karşılık çetin bir azap vardır. "( Sad 26)

‘’Ey iman edenler! Allah’tan korkun ve herkes yarına ne hazırladığına baksın. Allah’tan korkun, çünkü Allah, yaptıklarınızdan haberdardır. Allah’ı unutan ve bu yüzden Allah’ın da onlara kendilerini unutturduğu kimseler gibi olmayın. Onlar yoldan çıkan kimselerdir’’ (Haşr Süresi 18-19)

Ebu Saîd ve Ebu Hureyre (radıyallahu anhümâ) anlatıyorlar: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Kıyamet günü kul (hesap vermek üzere huzur-u İlahîye) getirilir. Allah Teala hazretleri: "Ben sana kulak, göz, mal ve evlat vermedim mi? Sana hayvanları ve ekimi musahhar kılmadım mı? Seni bunlara baş olmak, onlardan istifade etmek üzere serbest bırakmadım mı? Acaba, benimle bugünkü şu karşılaşmanı hiç düşündün mü?" diye soracak. Kul da: "Hayır" diyecek. Allah Teala hazretleri: "Öyleyse bugün ben de seni unutacağım, tıpkı senin (dünyada) beni unuttuğun gibi!" buyuracak." [Tirmizî, Kıyamet 7, (2430).]

" Sana (Kur'an'ı) okutacağız; artık Allah'ın dilediği hariç, sen hiç unutmayacaksın. Şüphesiz Allah, açığı ve gizleneni bilir. "(Ala 6-7)
Esasen Allah(cc)’ın ,Hak yoldan sapan(Allah’ın nimetlerini ve kulluğunu unutan) insanoğluna sürekli Peygamberler göndermesi de bu unutmuşluğun ve hatırlatmanın bir sonucudur.

Gelelim ‘’KÖK’’lerimize.KÖK terimi fiziksel olarak(bir şeyin kökü/temeli ne kadar sağlam ise o kadar sağlamdır),Biyolojik olarak(“İnsan neden yaratıldığına bir baksın! Atılan bir sudan yaratıldı. (O su) sırt ile göğüs kafesi arasından çıkar. İşte Allah (başlangıçta bu şekilde yarattığı) insanı tekrar yaratmaya da kadirdir.”(Et Tarık 5-8),sosyolojik olarakta(Otu çek köküne bak= Kişinin kimliği hakkında doğru bilgi edinmek isterseniz soyuna sopuna bakın),felsefik olarak (Etimoloji veya kökenbilim, kelimelerin köklerini, hangi dile ait olduklarını, ne zaman ortaya çıktıklarını, ilk olarak hangi kaynakta kayıt altına alındıklarını, ses ve anlam bakımından geçirdikleri dönüşümleri inceleyen bilim dalıdır.) önemlidir.

Konuya Dini/İslami olarak baktığımızada ise ‘’KÖK(Kur’an’ın Öğrettiği Kavramlar)’’lerin ne kadar önemli olduğunu görüyoruz. Kur’ân’ın lisanı başlı başına bir mucizedir ve bu mucizesi kıyamete kadar ebediyyen devâm edecektir.Malesef Müslümanlar olarak bizlerin Yüce kitabımız  Kur’an’da geçen kavramlardan ya hiç haberimiz yok ya da anlamına vakıf olamıyoruz.Örneğin her biri insanlığın bir sapmasının panzehiri olan Allah’ın isim ve sıfatlarını ne kadar biliyoruz.Ya da bir kısım çok önemli kavramlardan neredeyse hiç haberimiz yok(Ör;Kavvamin,tebeyyin,teahhid…)Kur’an Arapçasının zenginliği karşısında konuştuğumuz dile çevrilmesinde de çok ciddi meal hataları var.Zira kelimenin orijinal karşılığı yerine akla gelen ilk veya mevcut yönetimleri rahatsız etmeyecek manalar veriliyor.

(Hüsnü Aktaş(Yusuf Kerimoğlu)’a selam ederek) Kur’an’da geçen kelime ve kavramlarla ilgili derinlemesine çalışmalara ihtiyaç olduğu muhakkak.(Bu arada D.Mehmet Doğan üstada da bir selam vermek gerekiyor).Mevdudi’nin Kuran’a göre dört terim(İlah ,Rabb, İbadet, Din) kitapçığının Müslümanlara yaptığı katkıyı göz önüne alın.Ne demek istediğim daha net anlaşılacak.Ki Kur’an’da çok iyi anlaşılması ve kavranılması gereken yüzlerce çok önemli kelimeler ve kavramlar var.

Haydi gelin ‘’KÖKLER’’imize sahip çıkalım.Zira anlamamak bir zayıflık lakin yanlış anlamak tam bir rezalet…
  Selametle Kalın.
Aklı Selim,Kalbi Selim,Ruhu Selim,Zevki Selim…