Kitap İnceleme: Yeni Nesil İnsan; BİYOBOT
YENİ NESİL İNSAN BİYOBOT
Yazar: Şifanur ÖZÇELİK ŞİRİN
Yazar Volkan Çekirdek’e ait “Yeni Nesil İnsan – Biyobot” eseri, bilim-kurgu türünde yazılmış olup Simer yayınevinden Mart 2023 yılında okuruyla buluşmuştur. Bu romanının dışında yazarın, Mata ve Yapay Kader isimli eserleri de bulunmaktadır.
Arka kapak yazısı okuru meraklandırıp kitabın içine davet eden bir kapı görevi yapmaktadır.
“Büyük patlamada maddeler evrenimizi oluştururken anti-maddeler de ayna evren diye açıklanabilecek anti-evreni oluşturur. Yapay zekânın uygun şartlar oluştuğunda insan türüne baskın gelebileceği korkusu bizde olduğu gibi anti-evrende de hüküm sürer.
Bu sebeple anti-dünyalılar yapay zekâ ile organik beynin birleştirilmesi sonucu yeni nesil insan üretme projesi olan Biyobot deneyini dünyamızda gerçekleştirirler.”
On iki bölümden oluşan ve her bölümde ünlü bir söz öbeği ile bizleri karşılayan eserin ilk bölümünde yazarın, “Gerçeklik bizim algılama şeklimizden başka bir şey değildir” sözleriyle başlıyor.
Günümüz teknoloji çağında sık sık karşılaştığımız ve kulak aşinası olduğumuz terimlerle iç içe yaşadığımız için eseri okurken bize yabancılık hissi yaşatmıyor. Meta-verse evreni, kuantum fiziği, robot çağı, yapay zekâ, paralel evrenler ve biyo-teknolojinin içinde eseri okurken adeta yolculuğa çıkmış oluyoruz.
Konu olarak özetle, kahramanımızın aslında bir parçası olduğu deneyden habersiz olarak Biyobot olarak yaşamaya başlaması ve insanlardan çok daha üstün bir varlık olduğunu keşfetmesi bunun yanı sıra dünyamızın kaderini değiştirecek bir sır ile yüzleşmesi işlenmektedir. Romanı Anti-dünyalı fikri üzerinden ve onların gözünden okuyoruz. Ve roman kahramanı Ali Kağan’ın gözünden bir kez daha dünyaya bakıyoruz.
Eseri okurken, yaşadığımız dünyayı bir de diğer dünyanın yansımasını düşünüyoruz. Kuarklar varsa anti-kuarklarda vardır diyoruz. Felsefe bunu düalite diye tanımlıyor. Nasıl ki gecenin karşıtı gündüzse, uzunun karşıtlığını kısa ile tarif etmemiz gibi. Bir evren var bir de simetrisi. Aslında bu ikisi birbirini dengeliyor diye okuyoruz.
Roman tekniği açısından bakıldığında, karakter çözümlemeleri biraz daha genişletilebilir ve açılabilirdi diye düşünsek de yazarın bunu bilinçli bir şekilde yapmadığını hissediyoruz. Biyobot’un daha kapsamlı işlenmesi adına ve akıcılığa ters düşmesin diye karakterlerin derinliğine inmediğini görüyoruz. Yazar, hikâye odaklı yazdığı romanda öncelik, konu ve olay örgüsü oluyor. Karakterleri geri planda tutmuş olduğunu görüyoruz.
Parça parça, bölümlere ayrılarak anlatımı kolay okunmasını sağlamış. Akıcı, sade ve anlaşılması kolay bir dil kullanılmış.
Romanın sonunda eser hem bitmiş hem de sanki daha devam edecekmiş gibi muallakta bırakılmış algısı oluşturuyor. Genel olarak kurgu güzeldi.
Biyobot eseri, okuru anti-dünyadan dünyaya doğru bir yolculuğa çıkarıyor. Bilim kurgu, aşk, macera, gerilim ve sürpriz sevenler bu romanı kaçırmayın derim.
İyi okumalar diliyorum.