Mücahit Gültekin yazısı: 7 EKİM AKSA TUFANI BİR YILINI DOLDURDU
Yarından sonra 7 Ekim. Tarihin belki de saf belirlemenin, taraf belirlemenin en kolay olduğu savaştı bu. İsrail’in vurduğu ve İsrail’i vuran tarafta olacaktık, hepsi bu. Derin analizler gerekmiyordu. Uzmanlık ve diploma gerekmiyordu. Filistin için elini taşın altına koyanların, bedenleri enkazların altında kalanların, liderlerini şehid verenlerin yanında olacaktık. Onlara verebildiğimiz kadar destek verecek, dualarımızı onlardan esirgemeyecektik, hepsi bu.
Sonuçta bir imtihandı bu. Öldüğümüz an ne Filistin’in önemi kalacaktı, ne de İsrail’in. Allah sadece nerede durduğumuza bakacaktı, gönlümüzün nerede olduğuna. Neyi öncelediğimize bakacaktı, hangi taassuptan vazgeçebildiğimize.
Tarihin bu en yalın, en açık, taraf belirlemenin en kolay olduğu savaşı hediye etmişti bize. Belki dökülen kanlar kalplerimizi bir birine yakınlaştırır diye. Bizi ne Kur’an ne de Peygamber birleştirebiliyordu, belki de İsrail birleştirir diye.
Biz bu imtihanı kaybettik. Fitne ve tefrika öylesine kök salmış ki ruhumuzda İsrail’in Beyrut’a attığı bombalarla sevinenler çıktı aramızda. Bir başsağlığı dileyemeyenler çıktı.
Son 15 yılı düşündüm. Son 15 yılda Suriye’de, Irak’ta, Yemen’de olanları. Bugün İsrail’in vurduğu her yerin son 15 yılda biz de karşısında durmuşuz. İsrail bugün nereyi vuruyorsa biz de oraya vurmuşuz.
Bu işte bir terslik var, büyük bir terslik. Yönümüzü kaybetmişiz. Doğruyu ve yanlışı ayırt edecek ölçümüzü yitirmişiz. Muhtemel ki başka bir ölçü edinmişiz kendimize.
Bilmiyorum, belki de son 20 yılda geçirdiğimiz dönüşümün bedelini ödüyoruz şimdi. Dünyevileşmenin bedelini. Ulusal çıkarları öncelemenin bedelini.
Büyük büyük binaların bedeli varmış demek ki. Koltukların ve konforun bedeli varmış. Korkularımızın, kaygılarımızın bedeli varmış.
Kendimizi güçlü zannettiğimiz, dünyanın bizi beklediğine inandırıldığımız bir anda Allah nasıl da çaresiz ve zillet içinde olduğumuzu gösterdi bize. Bir avuç direnenin dışında İsrail’e karşılık vermek nasip olmadı hiç birimize.
Aksa Tufanı daha ne kadar sürer bilinmez. Direniş cephesi kazanacak, bunun bizimle ilgisi yok. Aksa Tufanı’nın bizimle ilgili olan tarafı, bize kendimizi sorgulama imkanı vermesi. Yoksa başımıza daha başka neler geleceğini biz de bekleyeceğiz Allah da bekleyecek.
“Ve bekleyin, şüphe yok ki biz de beklemedeyiz.”