Mehmet Ali Tek / 6 Şubat Depremi Yıl Dönümünde İnşa ve İmar Üzerine Yeniden Düşünmek

Serbest Kürsü

6 ŞUBAT DEPREMİ YIL DÖNÜMÜNDE İNŞA VE İMAR ÜZERİNE YENİDEN DÜŞÜNMEK
O, sizi yerden inşa etti ve sizden yeryüzünü, orayı îmâr etmenizi istedi. O halde O’ndan bağışlanma dileyin; sonra O’na tevbe edin. Çünkü Rabbim kullarına çok yakındır; onların istek ve dualarına muhakkak cevap verir. (Hud, 61)

İnşa ve imar kavramları yeryüzünün ve insanlığın varlığıyla kaimdir. Bu iki kavramın da zaafiyeti, birbiri ile bağlantılıdır. Anne rahmini paylaşan ikizler misali. İnşa (şuur, bilinç) olmadığı veya eksik bırakıldığı yerde imar da aynı doğrultuda etkilenir. Sonucu itibariyle imar'ın eksik kaldığı yerden yakalandık. İğdiş edilen, yağmalanan zihinlerimiz inşa sürecimizi sekteye uğrattı ve ardından imar edilen evlerimize de bu vehamet yansıdı. İnşa ve imar'ın affı olmaz, ahvali olur.
İçe, kaliteye, işçiliğe, kullanılan malzemelere değil; dışa, konfora, görünüşe, yüzeye önem verdik; iskelete değil ete, ruh'a değil bedene. Konfor zihnimizi ve ruhumuzu çürütmeye başladı.
Bir şiirde şöyle diyordu şair :
"Konfor kusan beton yığınlarına
Gömülü sessizliğimiz"

Uzunca bir süre 'sessizlik' sürdürecek ömrünü aramızda...
Son on yılda her yer kentleşme adına, konforlu bir yaşam adına, bir yaşayan mezarlıklar şehrine dönüştü. İnsan göğü ve doğayı görmeyiversin kalbi ve ruhu da taş kesiliyor, betonlaşıyor. Bir şehrin ruhu/imarı insan ruhuna/imarına bu kadar mı uzak olur! Herkes bir ev sahibi olsun sloganıyla şehir beton mezarlığına dönüştürüldü! Estetik, güzellik, doğayla uyum yok!

Bedenimizi sokacak bir ev için kalbimizin ve ruhumuzun evinden sokağa atılıyoruz. Modern endişelerin insanı, bunu bir anlasaydı..!
Çok dillendirdiğim bir durumdu. İçimizde 'hayat' bulan şeyi, dışımıza yansıtmadıkça hayatımız eksilecek, yarım kalacak. Yavaş yavaş eksildik. Farkedemedik…
Sartre'nin deyimiyle 'manevi bir intiharı' var ettik inşa/bilinç sürecimizde ve ardından fiziki olarak yaşadık intiharı…
Kaybettiği evin anahtarını biraz ötede düşürdüğü yerde karanlıkta değil de, sokak lambasının altında arayan adam misali, anahtarı kaybolan bizler de öyle yapıyoruz. Evin anahtarını inşa edilmişe değil, ihmal edilmişe teslim edenler bizleriz.

"Eski düşünürler, güzelliğin nesnel mi yoksa öznel mi olduğundan ziyade, doğayı tamamlayan bir ilave mi yoksa doğayı arındıran bir eksiltme mi olduğu sorusuyla daha çok ilgileniyorlardı. Güzelliğin yaptığı şey doğayı giydirip süslemek midir yoksa soymak mıdır?" diyor Farelly. Bu düşünceyi mimari anlayışa giydirelim ve tekrar sesli düşünelim ; yapılan binalar doğayı tamamlayan bir ilave mi yoksa doğayı arındıran bir eksiltme mi; doğayı giydirmek mi yoksa doğayı soymak mı!

Mimar Edward Braff, henüz tamamlanmamış son eserinin (bir katedral bu) yeterince iyi olmayacağı korkusuyla kendini asar. Güzelliği (sağlamlığı, dayanıklılığı, estetiği) bir ölüm kalım meselesi olarak görebiliyor muyuz!

İnşa sürecimiz çok mühim, insan'ı inşa! İmar, inşa edilenden neşet eder. İmha ve ihmal edilenden değil. Kant'ın deyimiyle 'eylem'in ahlaklılığı'na ihtiyacımız var bu çağda. "Anlama eylemi ufukların ve tecrübelerin değişmesine paralel olarak değişir." diyor, Nasır Hamid Ebu Zeyd. Bugün tecrübeyle anlıyoruz ki imha ve ihmal edilen bir nesil imarımızı intihara dönüştürdü.

Uçurumun kenarında olan bir ağaç nasıl kök salabilir! Uçurumun kenarında olan zihinlerimizle, uçurumun kenarında evler imar ettik.
Hayat bahçemizin fidanlığına yeniden su verme, onu şuurla yeşertme ve kök salma zamanı gelmedi mi?

Üstat Sezai Karakoç "Balkon" şiiriyle içinde bulunduğumuz duruma ayna tutuyor ve şehrin medeniyet kuracak mimarlarına sesleniyor, onları uykudan uyandırmak istiyordu :
"Bana sormayın böyle nereye
Koşa koşa gidiyorum
Alnından öpmeğe gidiyorum
Evleri balkonsuz yapan mimarların."


Eve dönmenin vakti! Ruh'un evinden kovulmadan önce yeniden dönmeli! Zambra'nın deyimiyle, eve dönmenin yollarını aramalı!
Bize şahdamarımızdan daha yakın olan O'ndan, bağışlanma ve tevbemizin gereği olan inşa ve imar sürecini yeniden başlatmanın zamanı!
Yıl dönümü münasebetiyle ölenlere rahmet, geride kalanlara ve tüm milletimize sabırlar diliyorum.