Bakan Uraloğlu Yalan Söylemez… Şakirpaşa Kapatılmıyor…
Bakan Uraloğlu Yalan Söylemez… Şakirpaşa Kapatılmıyor…
Bakan Uraloğlu’nun halkına yalan söylediğini düşünmek haddime değil…İnanmıyorsanız bekleyin ve görün…Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar halkın önüne düştü ve Şakirpaşa Havalimanı kapatılmasın diye bir eylem gerçekleştirdi.
Ardından Bakan Uraloğlu bir açıklama yaptı…
“Ve çok iyi bildiğiniz gibi Adana Şakirpaşa Havalimanı KAPATILMAYACAKTIR…”
Gelin görün ki yine inandım…
Çünkü ben, Türkiye gibi bir ülkeyi yönetenlerin halkı aldatan yalancı olduklarını asla düşünemem. Biz radyoda istiklal marşını duyduğumuz an, pecamayla oturduğumuz divanda ayağa kalkıp selam duran insanlarız.
Bayrağımıza paçavra, şehitlerimize kelle diyen kültüre aşina değiliz…
İnandım Sayın Uraloğlu…
Çünkü anlıyorum ki, siz halkına yalan söylemeyi alçaklık sayan anlayıştasınız.
İnandım ve umutlandım…
Sizin gibi doğru konuşan, halkından hiçbir gerçeği saklamayan bakanlarımızdan gurur duymaktayım.
İyi ki yalancı değilsiniz.
*
Bugün, Rahmetli Ege Bagatur’un “Akademiyi başka ile taşımaya kimsenin gücü yetmeyecektir…” açıklamasının 55. Yıldönümü...
Bu ne demek? Anlatayım…
Bugün Çukurova Üniversitesi kendiliğinden kurulmamıştır. Adana Havaalanının kuruluşu gibi destansı bir öyküsü vardır. (Malum bu üniversite başarısın zirvesine Rektör Prof. Dr. Alper Akınoğlu zamanında ulaşmıştır… Ondan sonra gelen rektörler döneminde tepetaklak… Bu konumuz dışı ama yüreğimiz yanıyor diye not ettim)
YANCI ŞEHİR: MERSİN
Adana’da Akademi kurma fikri 1946’lı yıllara dayanır. Başka bir yazıyla hikayesini anlatırız, zamanla bölüm bölüm Akademi faaliyete geçmeye başlar. Her bölümün açılışı Adana’da bayram sevini yaşanır. 1969’lu yıllara gelindiğinde (Maalesef Güldür Güldür’ün Yancı İsmail’i gibi Yancı Şehir) Mersin lobisi devreye girer.
Önce fısıltı sonra da yüksek sesle, Akademi’nin mersin’e taşınması konuşulur…
İlk anda bir bardak suyla söndürmediğiniz ateşi yüzlerce arozöz söndüremez…
Rahmetli Ege Bagatur bunu biliyor olmalıydı… Sağdan soldan yükselen çatlak seslere karşı bir açıklama yaptı:
“Güneyin Kültür Yuvası Akademiyi bir göçebe çadırı nakleder gibi bir ilden bir ile taşımaya kimsenin gücü yetmeyecektir…” (*)
Gerçekten de kimsenin gücü yetmedi.
ADANA: İHANETE UĞRAYAN ANA…
Adana Belediye Başkanları lanetlenmişler gibi, şehirlerine yapılan yatırımları merkezi yönetime karşı korumak zorunda kalıyorlar.
Bir gün, Şeker kamışı fabrikalarını, başka gün “SEDOK” adı verilen liman işletmelerini, bir gün radyoyu, Akademiyi, hava alanını…
Size sadece İhracatçılar Birliği’nin neden Mersin’de olduğunu anlatsam hayret edersiniz…
Yoksa hayret etmez misiniz?
Adana bütün çevresini emzirip büyüten ve ihanete uğrayan fedakâr bir ana gibi…
Topraklarının parça parça koparılması yetmiyor gibi, kurumları da sisice buradan taşımanın ne anlamı var?
Yoksa? Yoksa hepimiz bizden saklanan bir planın figüranları veya kurbanları mıyız?
Vaktim olsa 1980’li yıllardan sonra seçilen (ya da genel merkez tarafından seçilip, zorunlu olarak halk tarafından onaylanan) milletvekillerinin, faaliyetleri, Adana’ya katkıları konusunda bir araştırma yapabilsem…
Bu çalışmaya ne olanağım var ne de zamanım…
SONUÇ OLARAK
Zeydan karalar, halkın sesine tercüman oldu…
Ulaştırma ve Altyapı bakanı Abdulkadir Uraloğlu’da, bir takım ithamlardan sonra iktidarın sesi olarak “Şakirpaşa Havalimanı kapanmayacak” dedi.
Ve ben inandım.
Minik bir anım: “Tansu Çiller ile rahmetli Erbakan’ın dönemi. Araları iyiyken mesele yok… Ama birden kötüleşti. Uzun hikâye. Çiller, Erbakan hakkında ağzına geleni söyledi ne sahtekârlığı kaldı ve üç kâğıtçılığı... Tekrar edemiyorum. Erbakan’da Çiller hakkında aman Allah’ım ne suçlamalar…
O zaman şöyle yazmıştım: Bunlar Başbakanlık yapmış iki insan. Sade bir yurttaş olarak yalan söylediklerini düşünmek haddime değil. İkisinin de doğru söylediğine inanıyorum.
Tabi savcılıkta ifade… Sonra takipsizlik…
Bu güzel ülkenin bakanının halkına yalan söylediğini düşünmek haddime değil…
İnanmıyorsanız bekleyin ve görün…