Atatürk'ün partisi mi? Atatürk'ün ilkeleri mi?
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, değişik zamanlarda bir çok kez şunu ifade etti:
“Atatürk’ün partisini iktidar yapacağız…”
“İkinci Yüzyılın ilk genel seçiminde Atatürk’ün partisini iktidar yapacağız…”
Bu söylemleri hepiniz bilirsiniz.
Duyduğum zaman ben de heyecanlanmak isterdim.
Ama Ah! O soru? O zihnimde bir türlü çözemediğim o soru…
Türkiye’nin iktidar değişikliği, tarumar ettiği sistemlerin tamir edilmesi kadar acil bir sorun.
Pir Sultan’ın dediği gibi “Bozuk düzenin sağlam parçası olmuyor…”
Sistemi çalıştıran parçalar çürüdü. Artık iktidar - ender olarak – doğru bir şey yapsa da halkın güvenini kaybetti.
Halkın büyük bir bölümü iktidarın çözümsüz politika ve sisteminin ülkeye zarar verdiğini gördü.
Güneş gibi ortaya çıkmıştı ki, ülke ancak Atatürk’ün ilkeleri ile aydınlığa çıkardı.
İşte bu noktada CHP, partisinin Atatürk tarafından kurulduğunu düşünerek tarihsel görevini hatırladı.
Atatürk adının mirası üzerine propaganda yapmaya başladı.
CHP’nin Atatürk’ün partisi olduğunu millete anlatmaya başladı.
İşte o zihni allak bullak eden soruya neden olan düşünce… Bu parti gerçekten Atatürk’ün partisi mi?
Ya da Türkiye’nin neye ihtiyacı var, Atatürk’ün partisine mi Atatürk’ün ilkelerine mi?
Şu soruyla başlayalım: “Bu günkü CHP Atatürk’ün Partisi mi?”
Çok kabaca söylüyorum, CHP Atatürk’ün partisi olsaydı, adına Marshal Planı denilen ve ülkemin ekonomisini ABD’ye teslim eden anlaşma imzalanmazdı.
Marshall denilen şeytani belayı ülkemize sokan Menderes değil İnönü’dür. CHP’nin iktidar olduğu dönemde Marshal, ekonomi ağacımızın gövdesine indirilmiş darbe oldu.
Menderes, bu sözleşmenin açtığı yoldan evlatlarımızı Kore’de ABD sermayesini korumak için savaştırdı. Ve bu yol bizi İncirlik, Pirinçlik vs Hava üssüne çıkardı.
Vazgeçtik Marshall uğursuzluğundan – esasında asla vazgeçemeyiz – dönelim eğitim sistemine… Ülkemin eğitim sisteminin ayarı Fulbright Anlaşması ile bozulmuştur. Eğitim sistemini ABD konsolosluğunun emrine veren, Atatürk’ün Partisi CHP idi… Bu gün o anlaşma hala geçerli…
Menderes çürütülen bu zeminde eğitim ile müfredatları değiştirmiş ve İmam hatiplerin yolunu açmıştır. Hüseyin Çelik gibi ülkenin talihsizliği olan Milli Eğitim bakanı da “Eğitimi otomatiğe bağladık” deme cüretini göstermiştir. Neden?... Cevap: Fulbrght…
Eğer Atatürk’ün Partisi CHP, Atatürk ilkelerine bağlı kalmış olsaydı, bu sözleşme asla imzalanmazdı.
(Fulbright konusunu en kısa zamanda sizlerle paylaşacağım)
Ekonomi ve eğitimde çürümenin ilk adımlarını oluşturan uluslar arası anlaşmaları maalesef CHP imzalamıştır. Atatürk ilkelerinden uzaklaşmış CHP’nin açtığı yara… Eğer parti Atatürk’ün ilkelerine bağlı olsaydı asla bu anlaşmaları başımıza bela etmezdi.
Bize lazım olan Atatürk’ün partisi değil, Atatürk ilkeleridir.
Ne kadar uya, derinlemesine düşünmeden bir örnek vermek isterim: Diyanetin uyguladığı sistem Hz. Muhammed’in İslam anlayışı mı?
Diyanet sadece O’nun adını kullanıyor. Siyasete, ticarete, cemaate bulaşmış bir İslamiyet, Hz Muhammed’in tebliğ ettiği İslamiyet olabilir mi?
*
Bazı dostlarım neden CHP’ye karşıt olduğumu sorup eleştiriyorlar.
Üstüne basa basa söylüyorum… Ben tepeden tırnağa CHP’liyim. Atatürk ilkelerine ve 6 Ok’a saygılıyım. CHP’den de bunları bekliyorum.
Türkiye’nin ihtiyacı Atatürk’ün partisi değil, Atatürk’ün ilkeleridir.
CEVABINI BİLMEDİĞİM SORULAR
CHP tabanı neye bağlıdır? Liderlerine mi? Partiye mi? Atatürk ilkelerine mi?
Vitrin camı süsler gibi okları renklendirmek CHP’yi daha cazip hale mi getirdi?
Tek parti döneminde adayların tamamını halkın seçtiğini biliyor muydunuz?
CHP Milletvekilleri kime karşı sorumludur? Liderlerine mi? Halkına mı?
Parti Genel Başkanı’nın seçip listeye koyduğu bir milletvekili kendini kime karşı sorumlu hisseder, halkına mı liderine mi? (AK Parti’nin düştüğü tuzak)
Parti disiplini Genel Başkana da aynı disiplini uygulamayı gerektirirse bir partinin cemaatten farkı kalır mı? (Reşit Galip, Partiye ve halkına saygılıydı bu nedenle yeri geldiğinde Atatürk’ü şiddetle eleştirirdi. Atatürk de saygıyla dinlerdi)
*
Sayın Özgür Özel, Adana’nın değerli Milletvekilleri Sayn (Burhanettin Bulut, Müzeyyen Şevkin, Orhan Sümer, Ayhan Barut) ve Sadullah Kısacık, şu an belki farkında değilsiniz, tarih bu dönemlerde görev yapan milletvekillerini unutmayacaktır. (AK Partilileri saymıyorum…)
Lütfen, Atatürk’ün ilkelerini sadece söylemde değil, aldığınız nefese, atan kalbinize, beyninizin kılcal damarlarına, yaşam biçiminize ve tüzüğünüze yerleştirin…
Liberal partiler gibi davranarak halkın sorunları çözülemez.