Özünü görmek isteyen can’a bakar
Özünü görmek isteyen can’a bakar
Aynalar türlü türlüdür, Yüzünü görmek isteyen cam’a, Özünü görmek isteyen can’a bakar” der Hz: Mevlana.
Merhum Sezai Karakoç da”Sırların sırrına ermek için sende anahtar vardır” der… Kendini görmek, ötelere gitmek için bir ayna bulmak. Kendisini ne eksik ne fazla yansıtacak, umutsuz gecelerine muştular sunacak, yaratılışın inceliklerini kendisine gösterecek, özünü onun özünde ve yüzünde seyredecek, sırrını paylaşacak, her dem taze kalacak, paslanmayacak, tozlanmayacak bir ayna bulmak…
Gönül aynalarına bakmak, gönül aynalarından bakmak nasip işidir, kısmet işidir, lütuftur, ihsandır. Cana bakmaktır, özün ne olduğunun farkına varmaktır. Doğru ile yanlışı zifiri karanlıkta dahi ayırt edebilmektir. Gönül aynaları kandil gibidir. Ruhları aydınlatır. Ruhlardaki kiri-pası siler. Kalpleri yumuşatır, yüzlere ve gözlere sevimlilik gelir, sesler tatlılaşır.
Kalp kıranlar, gönül yıkanlar tövbelerle arınır. Kendine gelir, toparlanır yanlış yolda olanlar, yanlış işler peşinde koşanlar. Gönül aynalarına bakmak lütuf ve ihsan olduğu kadar, insanın o aynalara bakmak istemesi, araması, sorması ve bu uğurda adım atması da gereklidir demiştir atalar nur içinde yatalar.
Hangi aynaya neden, niçin ve ne niyetle bakacağımıza kendimiz karar vermiyor muyuz? Aynalar arasında seçim yapmak, tercih etmek neticede bizlerin elinde değil mi? “Aynaya bak gör halini” diyen şarkı sözü neler anlatmıyor ki.
“Ellerim bir kanat gibi titrekti. Tutmasam gözümden yaş inecekti. Bir his beni alıp aynaya çekti. Ondaydı gecenin esrarı güya.”Çıkamam, aynalar, aynalar zindan. Bakamam, aynada, aynada vicdan; Beni beklemeyin, o bir hevesti; Gelemem, aynalar yolumu kesti.” diyor üstat Necip Fazıl Kısakürek
Sonuç olarak; Şeyh Galib “Hoşça bak zâtına kim zübde-i âlemsin sen, Merdüm-i dîde-i ekvân olan âdemsin sen”.Kendine hoş nazarla bak. Çünkü sen âlemin özüsün. Sen, varlık âleminin göz bebeği olan insansın. diyor.
Sağlıcakla Kalın
Sait ÖZDEMİR
Eğitimci&Yazar