İnsanın Mutluluk Arayışı

Prof. Dr. İsmail GÜVENÇ

İnsanın mutluluk arayışı İnsanın isteklerinden birisi de mutluluktur. Bu isteği toplumdaki isimlere bakarak fark etmek de mümkündür.
Elbette toplumumuzda çocuklara isim verilirken farklı amaçlar ve beklentiler vardır. Bu şekilde verilen isimlerden birisi de “mutlu” ismidir. Bu ismin genellikle kişinin hayatı boyunca mutlu olması dileğiyle verilir. Mutlu, Türkçe kökenli bir isim olup, "bahtiyar, şanslı, sevinçli, neşeli" gibi olumlu duyguları ifade eden bir kavramdır. Bahtiyar Farsça kökenlidir. Yine Arapça kökenli saadet ismi de kullanılır.
Bu kelimeler Türkçede pozitif bir anlam taşıyan bir isimlerdir. Türkiye'de mutlu isim olarak hem erkeklerde hem de kadınlarda; saadet kadınlarda, bahtiyar ve saadettin erkeklerde kullanılan isimler arasındadır.
Bu isimlerden Türkiye'de kaç kişide var? Toplamını bilmiyorum. Bir kaynakta Türkiye'de 19.634 kişi Mutlu ismini kullanmakta olduğu bilgisi var.
Peki isimlere rağmen insanımız mutlumu?

Raporlar
Bu soru ile ilgili elimizde bazı veriler var. Gelin ne kadarımızın mutlu (mutluluk seviyemiz nedir?) sorusuna cevap arayalım!
Gerçek olan Türk insanının %50.3’ünün mutsuz olduğudur. Her iki kişiden biri kendini mutlu /huzurlu hissetmiyor. Dünyada, farklı ülkelerin mutluluk durumu Dünya Mutluluk Raporu (World Happiness Report (WHR)) ile belirlenmektedir. Türkiye, 2023 Raporunda 106. sıraya yer alırken 2024 Raporunda ise Türkiye 96. Sırada. Yani önceki yıla göre 10 basamak yükselmiş durumda. 2024 Raporunu başka bir yazıda inceleyelim.
Toplumumuz tüm çapalarına rağmen -en azında yarısı- mutlu değil!
Konunun anlaşılması için ‘mutluluk nedir’ sorusuna cevap arayalım. Mutluluğun çok sayıda tanımı mevcut. Kesin bir tanımını yapmanın da oldukça zor olduğunun farkındayım. Bununla birlikte beğendiğim tanım şudur: Olumlu duyguların hissedilmesi, hayattan memnun olmak ve olumsuz duygular yaşamamak (Plotnik R., 2009, Psikolojiye Giriş). Saygın bir psikoloji kitabında yer alan bu tanımda mutluluğun üç bileşenden oluşan duygusal durum olduğunu anlıyoruz.
Burada şu sorular akla geliyor: Olumlu duygular nasıl hissedilebilir, hayattan nasıl memnun olunur ve olumsuz duygular nasıl yaşanmaz?
Bu sorular kadim soru(n)lardır.

Nasıl
Antik çağlardan beri büyük yaşam ustaları soruya cevap aramıştır. Bu cevapları incelemek insan kudretini aşabilir. Kesin bir formülü bulunsaydı bu reçeteyi hiç kimse reddetmek istemeyecektir.
Benim bunca okuduklarımdan sonra önerim şu olabilir:
(a) Mutluluğun kesin bir reçetesi yoktur: Filozofların, yaşamın büyük rehberlerinin önerdiği reçeteler tüm insanlar için rehber olamamıştır. Mutluluğun birazda öznel bir kısmının olduğu dikkatten uzak tutulmamalıdır.
(b) Çevresel şartlar ve düşüncelerimizin (yorumlarımız) mutluluk üzerine etkili olduğunu fark etmek gerekir: Genetik potansiyelimiz mutluluk üzerine etkilidir. Her şeyden önce bedensel ve mental sağlık sahibi olmak gerekir. Bunlar normalse uyarıcıları yorumlama şekli önemlidir. Çevresel şartlar ise mutluluk için yadsınamaz.
(c) Sürekli -günün her saatinde, yaşamın her anında- olumlu duyguları içinde olmanın ütopya olduğunu anlamak gerekir:
(d) Mutlu olmak isteyen birisi olumsuzlukların (yoldaki çukurların) araç sürmek gibi yönetmemiz gerekli olduğunun bilincinde olmalıdır.
Bu önerilerin çok işinize yarayacağı iddiasındayım. Bu önerilere başka şeylerde eklenebilir. Bunları uygulayan insanlar mutlu olabilir mi? Kanaatim o yöndeki kendini iyi hissedebilir. Unutulmaması gereken husus mutluluğun çok öznel olduğudur.
Son söz: Bal demekle ağız tatlanmaz.
Not: Tüm okuyucularımın Kurban Bayramı’nı tebrik ederim. Tüm güzellikler sizlerle olsun.