Büyük Meydan Okuma: Neleri Varsa Gelsinler!

Prof. Dr. İsmail GÜVENÇ

BÜYÜK MEYDAN OKUMA: NELERİ VARSA GELSİNLER!
Büyük meydan okumalar, büyük güce sahip olmakla mümkündür.
Tarihçi Harari Avrupalı askerler arasında -Afrika’nın kolonileştirmesi sürecinde- “Neleri varsa gelsinler, bizim makinalı tüfeklerimiz var, onların yok” şeklinde bir deyişin olduğunu yazmaktadır (bk. YN. Harari, 2012, Sapiens, s. 279). Bu meydan okumada makinalı tüfeği “teknoloji” olarak düşünebilirsiniz.
Teknoloji (İng. technology), tekniklerin ve bunların uygulanması ile ilgili alet, makine ve malzemelerin geliştirebilmesini sağlayan bilgi ve deneyimlerin tümü.
Batılıların elinde sadece teknoloji mi vardı? Elbette teknolojiyi geliştirecek bilgi ve lojistiğin, var olması gerekir. Nitekim, Harari’ye göre “Lojistik ilerleme Avrupa’nın Afrika’yı fethinde (!) makinalı tüfekten daha büyük rol oynadı.”
Yani teknoloji ve lojistik birbirini desteleyerek dünya hakimiyeti kuruluyor.

Tarihi tecrübe
20-21 yy: Uzay çalışmalarında taşımada kullanılan yüksek teknolojik ile üretilmiş araçların uzaya gönderilmesini hayranlıkla izlenilmektedir. İnsanın yeryüzündeki serüveni süre olarak düşünüldüğünde uzay ile ilgili çalışmaların çok eski olmadığını en fazla son yarım asırda önemli çalışmalar/başarılar olduğu anlaşılacaktır. Bu çalışmalarda da uzay araçlarının içine konulan astronotların su/gıda vs ihtiyaçlarının karşılanması gerekir. İşte bu gereklilik çok değil birkaç yüzyıl önce deniz seyahatleri için gerekli idi. Deniz aşırı seyahat yapacak gemiler inşa etmelerine rağmen bu seyahatler de önemli bir sorun vardı!

Lojistik
Tarihte “denizcilerin hastalığı” olarak bilinen Skorbüt hastalığından uzun deniz yolculuklarında tayfaların/yolcuların yarısı mustarip olmuş hatta hayatlarını kaybetmiştir. Uzun deniz yolculuklarında seyahat edenlerde anemi, hareket kısıtlılığı, halsizlik, kanamalar, kol ve bacaklarda ağrı, vücudun bazı bölgelerinde şişlik, cilt problemleri, diş eti hastalıkları ve diş kaybı gibi olumsuzluklar gözlenmekteydi Tarihçi Harari’ye göre bu seyhatlarda tayfaların yarıya yakınını ölmekteydi (bk. YN. Harari, 2012, Sapiens, s. 275). Daha sonraları uzun deniz seyahati yapanlarca sebze-meyve tüketilmesi ile uzun yolculuklarda ortaya çıkan bu sağlık sorunları ortadan kalmıştır. Yani teknolojideki gelişme lojistik ile tamamlanmıştır.

Şu ifadelere önemlidir: “İskorbüte çare bulunması İngiltere’nin dünya denizlerinin kontrolünü ele geçirmesine ve dünyanın öbür ucuna orduları yollayabilmesine ciddi katkı yaptı (S. 276).” Galiba Harari haklı! Bazen lojistik ilerleme teknolojik ilerlemeden daha büyük rol oynamakta.

Lojistik, (Fransızca logistique) kişilerin ihtiyaçlarını karşılamak üzere her türlü ürünün, hizmetin ve bilgi akışının çıkış noktasından varış noktasına kadar taşınmasının etkili ve verimli bir biçimde planlanması ve uygulanması. Geri hizmet ilgili hususlar olarak da açıklanmaktadır.

Bu arada C vitamininin aşırı derecede yetersizliğine bağlı olarak gelişen bir hastalık türü olan Skorbüt; günümüzde düzenli sebze (zerzevat) ve meyve tüketimi ile büyük ölçüde sorun olmaktan çıkmıştır

Sözlükte zerzevat mecaz olarak “küçük, önemsiz nesneler” anlamına gelmektedir. Bizim zerzevat diyerek sebzeyi (tarım veya diğer önemli alt yapı hizmetleri diye düşünün) önemsiz görmemiz yanlış bir düşüncedir. Zerzevat Farsça kökenli bir kelime olup sebze anlamın da vardır. Gençler bilmese de halen Anadolu’da halkımız arasında kullanılmaktadır.

 “Neleri varsa gelsinler” şeklinde bir meydan okumaya Amerikalı, Afrikalı, Avustralyalı yerlilerin binlerce yıllık geri bir teknoloji ile cevap vermelerinin sonuçları çok ağır olmuştur. Zincirin gücünün en zayıf halkası kadar olduğu unutulmamalıdır.
Son söz: Teknoloji ve lojistik olmadan rekabet (mücadele) olmaz.