Rant, İmar Ve Uyuşturucu; Kaybeden Adana Oluyor

Kurtuluş KILINÇ

Adana, bereketli toprakları ve zengin kültürel mirasıyla Türkiye'nin önemli şehirlerinden biri olarak bilinir. Daha doğrusu bilinirdi. Son yıllarda, hızla artan asayiş sorunları ve uyuşturucu madde kullanımındaki artış, çarpık kentleşme ve kentsel dönüşüm projelerindeki yetersizlikler nedeniyle, bu güzel şehir maalesef olumsuz bir tabloyla anılmaya başlandı. Kentte yaşayanlar bile son 30 yılda ortaya çıkan Adana’yı, "Dünyanın en büyük köyü" diye nitelendiriyor. Bir araştırma yapılsa ve Adana’dan başka bir şehirde yaşamak ister misin?" diye sorulsa şehir sakinlerine, kesinlikle başka bir şehirde yaşamak istemeyeceğini söyleyen insanların sayısı imkânı olsa Adana’dan gitmek isteyenlere göre çok çok gerilerde çıkacaktır. İnsanlar artık bu şehirde yaşamak istemiyor. Dışarıdan gelenler şehrin koktuğunu söylüyor. Hava kalitemiz bile Türkiye ortalamasının çok altında.   Adana'da son dönemde yaşanan asayiş olayları, kent sakinlerinin güvenlik endişelerini de artırdı. Haberler bile her bültende Adana’da işlenen bir cinayetten bahsediyor. Kentin, Teksas’a döndüğü, mafyanın, çetelerin hesaplaşma merkezi olduğu vurgulanıyor. Özellikle gençler arasında hızla yayılan uyuşturucu madde kullanımı, toplumun her kesimini derinden etkiliyor. Uyuşturucu ile mücadelede etkin rol alacak projelerin eksikliği, bu sorunun daha da derinleşmesine neden oluyor. Her belediye başkanı kendi sorumluluk alanı içinde sanat ve spor merkezleri kurulmasıyla ilgili planları olduğunu söylüyor ama bu projelerin maalesef çok çok azının gerçekleştirilebilmiş olması nedeniyle gençlerin zararlı alışkanlıklardan uzaklaştırılması imkânsız hale geliyor.   Adana, hızlı ve plansız kentleşmenin getirdiği çarpık yapılaşmanın en yoğun yaşandığı şehirlerden birisi. Başta merkez ilçeler olmak üzere tüm ilçelerin belli bölümünde yer alan gecekonduların ve düzensiz yapıların bulunması artık kimsenin umurunda değil. Çarpık kentleşmenin yoğun olduğu bölgeler yerine, doğal alanların imara açılması, kentsel dönüşüm kavramının amacından saptığını göstermektedir.   Adana'da imar sorunları, kentin gelişimini olumsuz etkileyen en önemli faktörlerden biridir. Adana'daki imar problemi kanserli bir hücre gibi yayılıyor. Çözüm için belediyelerin teknik ve özel bir yapılanma kurması elzem ama bunu yapacak irade maalesef yok. Yerel yöneticilerin bu konuda yeterli adımları atmaması, hükümetin Adana’ya şaşı bakması çarpık kentleşmenin ve gecekondulaşmanın artmasına neden olmaktadır.   Adana, içinden geçen Seyhan Nehri ve Seyhan Baraj Gölü ile eşsiz doğal güzelliklere sahip bir şehir. Bir tarafında kar yağarken diğer tarafında denize girebileceğiniz muhteşem bir konumda bulunuyor ancak bu potansiyel, kent estetiğine ve turizmine katkı sağlayacak şekilde değerlendirilemiyor. Seyhan Nehri ve Baraj Gölü çevresindeki çarpık kentleşme, kentsel dönüşüm projeleriyle giderilmesi gerekir. Peki, bunları kim yapacak?   Adana, sahip olduğu doğal ve kültürel zenginliklere rağmen, yazının başından bu yana belirttiğim nedenlerle hak ettiği konuma ulaşamıyor. Daha önce ülkenin lokomotiflerinden birisi olan, öncü şehir Adana maalesef yerel yöneticilerin basiretsizliği ve merkezi yönetimin kente yeterli desteği vermemesi nedeniyle her gün müflis bir tüccar gibi geriye gidiyor.   Kentsel dönüşüm projelerinin rant odaklı değil, halkın ihtiyaçlarına yönelik planlanması, imar sorunlarının ivedilikle ele alınması ve gençleri zararlı alışkanlıklardan uzaklaştıracak sosyal projelerin hayata geçirilmesi, Adana'nın yeniden Türkiye'nin parlayan yıldızı olmasını sağlayacaktır.   Herhangi bir siyasi parti ayrımı gözetmeden kırsal ve merkez ilçelerden başlayarak, Büyükşehir Belediyesi de artık elini taşın altına koymalı ve günlük kof çekişmelerin ötesinde bu kente katma değer sağlayacak hizmetleri yapmalıdır. Bunun için en önemli şeylerden birisi de merkezi yönetimin, yani iktidarın da artık Adana’ya üvey evlat muamelesi çekmekten vazgeçmesidir.   Adana’nın makus talihi artık yenilmeli ve Adanalı hak ettiği değeri görmelidir. Bu festivallerle, karnavallarla aşılacak bir durum değildir. Adana’da önce yöneticilerin zihniyetini değiştirmek gerekir.