Herkes Düştü Kale Düşmedi

Kurtuluş KILINÇ

Adana Demirspor'un hiç değişmeyen adeta kemiklerine kadar işlemiş bir yapısı var. Süper Lig'de de olsa alt liglere de düşse bu böyle; İşi zora sokmayı, taraftarını 'kanser' etmeyi seviyor.

Bu takımın kapısından giren, formasını giyen, ekmeğini yiyip suyunu içen, her hangi bir şekilde takımla bağ kuran herkes ilginç bir şekilde; Acıdan zevk alıyor.

Kaos olmadan yaşayamıyor Demirspor. İlla bir gerginlik olacak. Dışarıdan bir etki olmazsa mutlaka içeriden bir bahane buluyor ve o gerginliği her zaman belli bir seviyede tutuyor.

Bazen Başkanı çıkıp  kameralar karşında ya da canlı yayınlarda söyledikleriyle buna katkı sağlıyor, bazen hoca şov yapacağım derken eline yüzüne  bulaştırıp rahat kazanılabilecek maçı kabusa çeviriyor, bazen bir futbolcu yaptığı bir hareket ile o gerginliğin sürmesine destek veriyor.

Yaklaşık 30 yıldır Adana Demirspor'u takip ederim bu, hep böyle oldu.

Demirspor taraftarı da kaosu, gerginliği öylesine içselleştirmiş ki takımda her şeye yolunda gidecek olsa rahatsız oluyor. Bu kez devreye onlar giriyor ve saha içinde veya dışındaki rolüyle bu gerginliğin devamına katkı sağlıyor.

Cumartesi günü oynanan Ankaragücü karşılaşması bu yazdıklarımın hepsini bünyesinde barındırması dolayısıyla iyi bir örnek.

Başkan Murat Sancak zaten kabına sığmayan bir insan. Damarına bastığınız an ne yapacağını kestiremiyorsunuz. Takıma karşı haksızlık yapıldığını düşünmesi ortalığı yangın yerine çevirmesine yetiyor.  Bu yüzden de sık sık ceza alıyor. Para cezaları kendisi için çok önemli değil ama hak mahrumiyeti cezaları aldığında takım bundan çok etkileniyor. Başkan tabir yerindeyse maşa varken elini ateşe sokmasa keşke. Kendi ceza alacağına başkalarına aldırsa daha iyi olmaz mı? Ancak dedim ya sinirlenince öfke kontrolünü sağlayamıyor ve onun 'yerinde' olmadığı bir çok maçta takım sorun yaşıyor.

Vincenzo Montella da ayrı bir alem. Her maça ayrı bir kadro ya da sistem ile çıkmanın bir mantığı var mı bilmiyorum ama özellikle rakibi küçümsediği maçlarda şov yapmayı seviyor. O müthiş futbol zekasıyla anlamadığı şu; Şov peşinde olduğu her maçta takım problem yaşıyor. Allah'tan oyunu okumayı biliyor ve yanlışlarını hemen düzeltiyor da bu hataları çok göze batmıyor.

Ankaragücü maçında da gördük bunu. İlk devre çıkardığı kadro ve sistem ile az kalsın fark yiyecekti Adana Demirspor. Allah'tan Ankaragücü futbolcuları ligde bulundukları konumun hakkını verircesine yaptıkları küçük hatalar ve bireysel becerisizliklerle o pozisyonları harcadı. Yazının burasında Ömer Erdoğan'a da bir parantez açayım. Gittiği her takıma kendi havasını katıyor ve çağdaş futbol oynatıyor Erdoğan. Eğer Ankaragücü kümede kalır ve Ömer Erdoğan gelecek yılki kadroyu istediği şekilde oluşturabilirse seneye farklı bir Ankara takımı izleyebiliriz.

Adana Demirsporlu taraftarlara gelince. Bu bölünmüşlüğe bir son vermeleri gerekir. Bunu kendileri başaramazsa Başkan Murat Sancak'ın devreye girip halletmesi lazım. Tribündeki ayrışma o kadar ayyuka çıktı ki son maçta bir ara bin beş yüz kişilik rakip taraftarın sesi koca stada baskın geldi. 5 Ocak stadında maraton ve kapalı daha çok maçın içindeydi. Şimdi yokları oynuyorlar. Kuzey-güney ayrışması takıma çok zarar veriyor. Bunu da herkes görüyor ama kimse bir şey yapmıyor. Son maçta rakip taraftarın oyununa geldi. Tahriklerine kapılıp küfürlerine küfürle karşılık verdi tüm stat. Bu da takıma ve taraftara ceza olarak dönecek. Kimsenin takıma olumsuz yansıyacak bir duruma imza atmaması lazım bu dönemde.

Başkan'ın cezalı olduğu, teknik direktörün şov peşinde koştuğu, futbolcuların adeta ayaklarının birbirine bağlandığı, taraftarın beklenen etkiyi yapamadığı yani herkesin düştüğü bir maçta kaleci Ertaç Özbir dimdik ayakta kalınca bu maçı da kazandı Adana Demirspor. Zaman zaman kendine aşırı özgüveni nedeniyle takıma sıkıntı yaşatsa da bu hafta takımı ipten alan kişi oldu diyebilirim. Ertaç oyunu okuması ile yer tutuşu ile kurtarışları ile bana Galatasaray'ın kalecisi Muslera'yı hatırlatıyor. 33 yaşında böyle bir performans gösterebiliyor olması da ayrıca müthiş. İnşallah bu takıma daha çok hizmetleri olacaktır.

Maç öncesi tribünlerde tüm taraftarların beyaz mendil sallaması da önemli bir mesajdı anlayana. TFF, MHK anlar mı, anlar da bir şey yapar mı bilemem ama harika bir mesajdı. Kim düşünmüşse, kim karar almışsa, kim uygulamışsa helal olsun.