Bir Psikiyatrist İntihar Etti, Kimse Duymadı
Adana’nın en ünlü psikiyatristlerinden birisiydi. Çok garip bir biçimde ölümünden bir-kaç gün önce yine bir intihar girişiminde bulunmasına rağmen kaldırıldığı hastaneden salıverilen ünlü doktor, Adana’da onca yıl hizmet yapmamış gibi, adeta bir varmış bir yokmuş denilerek ve bildiğim kadarıyla resmi bir tören dahi düzenlenmeden üzerine atılan topraklarla sanki hiç yaşamamış gibi defnedildi.Çok garip bir biçimde kimsenin ruhu duymadı ya da doktorun ölümü kimseye duyurulmak istenmedi.
Üyesi olduğu Türkiye Psikiyatri Derneği bile normal bir ölüm olayıymış gibi kuru bir başsağlığı mesajı ile geçiştirdi konuyu…
Bugün ilginç bir intihar haberini yazacağım sizlere.
Adı; Mehmet Çopur. Kendisi psikiyatri alanında uzmanlaşmış bir doktor. Adana’nın en önemli psikiyatrlarından birisi… Yüreğir Devlet Hastanesi'nde görev yapıyordu.
Öğrendiğim kadarıyla maddi anlamda hiçbir sorunu yok. Hatta yakın arkadaşları yaşamayı çok seven birisi olduğunu da ifade ediyor.
Geçtiğimiz yıllarda adı bir takım sıkıntılı işlere karışmış. 19.06.2009 tarihli Milliyet Gazetesi’nin internet sitesinde yayınlanan ve DHA’nın servis ettiği bir habere göre Dr. Mehmet Çopur ile Dr.İsmail Ünal’ın 674 rapor hazırladıkları ve yaklaşık 400 bin lira haksız kazanç elde ettikleri iddia edildi.
Ayrıca ünlü doktor, 16 Aralık 2019 yayınlanan bir habere göre uyum bozukluğu nedeniyle çalıştığı hastaneye sevk edilen bir asker tarafından çürük raporu vermediği için bıçak çekilip,darp edildi.
Bazı bilimsel makalelerde atıfta bulunulan bir isimdi aynı zamanda Mehmet Çopur.
Birgün, neden bilinmez canına kıymak istedi. İddialara göre Çatalan Köprüsü’nden kendini attı ama çevredeki balıkçılar onu kurtardı. Çopur, Çukurova Üniversitesi Balcalı Hastanesi’ne kaldırıldı. Birkaç gün sonra ise taburcu edildi.
Sizce de ilginç değil mi?
Son yıllarda imza karşılığı taburcu olma işleri yaygın biliyorsunuz. Belki de (intihar teşebbüsünde bulunan) Dr. Mehmet Çopur kendi isteği ve imzasıyla hastaneden ayrıldı ama işini bilen hangi doktor böyle bir vakıadan sonra hastasının iradesine bırakır durumu?
Nitekim Dr. Çopur taburcu olduktan birkaç gün sonra da evinden atlayarak intihar etti. Bu kez maalesef yaşama tutunamadı.
Bu intiharın bana düşündürdüğü çok şey var. Kısaca bunları yazarak bitireyim yazıyı;
Uzm. Dr. Mehmet Çopur’u intihara götüren sebepler neydi?
Çopur’a yönelik bir mobbing ya da tehdit mi vardı?
İlk intihar teşebbüsünün ardından Balcalı Hastanesi’ndeki tedaviyi yapan doktorlar nasıl bir rapor tuttular?
İntihar etmiş bir insan neden hemen salıverildi? Doktorları neden bir müddet daha Çopur’u hastanede gözlem altında tutmak istemediler?
Psikolojisi bozuk bir insan bir imza ile dışarı salıverilir mi? Kendisine değil de ailesinden birisine ya da bir hastasına zarar verse ne olacaktı?
Adana İl Sağlık Müdürlüğü her doktorun ardından düzenlediği cenaze törenini Çopur için de düzenledi mi? Düzenlendiyse basına servis edildi mi?
Tören düzenlenmemesi/basına servis edilmemesidoğruysa bu karar ailenin talebi miydi? Öyleyse ailenin çekindiği bir konu mu vardı ki vefatın kamuoyu gündemine gelmesi istenmedi?
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca normal şartlarda Türkiye’de yankı uyandırması gereken ancak çok ilginç bir şekilde kimseye duyurulmadan adeta örtbas edilen bu intiharlarla ilgili bilgilendirildi mi?
Bakan Koca, intiharla ilgili bilgi sahibiyse olayın araştırılıp aydınlığa kavuşturulmasını sağlayacak mı?
Ortada ciddi bir sorun var. Düşünebiliyor musunuz? Devlet, kendi doktorunu bile koruyamıyor şeklinde bir algı oluşmuş durumunda şu an.
Bu yazıda yazdığım her şeyin doğru olduğunu söyleyebilirim ama ispat edemem. Zira doktorun en yakınındaki insanlar bile ne olduğunu tam bilmiyor. Ailesine ulaşamadığım için onların ne düşündüğünü de birinci ağızdan öğrenemedim. Belki bu yazıdan sonra bazı şeyleri daha yakından öğrenebiliriz.
Zira bu olayın tüm gerçekleriyle aydınlatılmasının hem sağlık çalışanları adına hem de kamuoyu adına bir sorumluluk olduğunu düşünüyorum.