Adana İçin Büyük Bir Adım

Kurtuluş KILINÇ

Bazen basit bir fikir bir toplumun bütün geleceğini değiştirirken bazı zamanlarda ise büyük bir beklenti ile girişilen işler aynı derecede büyük hayal kırıklığı ile son bulur.

Bunun çok basit iki örneğini vereyim hemen; Birisi, bugün2,06 trilyon dolarlık değeriyle ülkemizin gayrisafiyurtiçi hasılasından iki kat daha büyük bir değere sahip olan ve bir evin garajında üç genç tarafından tasarlanan Apple. Bugün milyarlarca kullanıcısıyla adeta bir gösteriş simgesi, birilerine göre ise statü göstergesi. Apple küçük bir hayalin ne kadar büyüyebileceğinin en güzel göstergesi.

Büyük bir hayalin nasıl hüsranla sonuçlanacağı örneğini de yine Amerika’dan vereyim. 2001 yılıydı. O zamanlar milenyum çağı yaygaralarıyla dünyada hemen herkesin başında yeller esiyordu sanki yada bizim tam gençlik dönemimizdi de biz öyle hissediyorduk. Gazetelerin, televizyonların, radyoların neredeyse tamamı sadece bir olaydan bahsediyordu haber bültenlerinde. Programcılar günlerce bu konuyu konuşuyordu. Yüzyılın icadı olarak lanse edilen bir ürün ha tanıtıldı ha tanıtılacaktı. Herkes ne olduğunu merak ediyordu. Bütün dünyaya tam da Amerikalıların o meşhur görgüsüzlüğüyle lanse edildi ürün. Sonunda ortaya kendi kendini dengeleyebilen bir scooter çıktı. Önce görüntü ile herkesi hayal kırıklığına uğrattı tabi. Yalnız öyle bir reklam yapılıyordu ki yine de; "Acaba altından ne çıkacak?" "Bizim bilmediğimiz bir şey mi var" diyerek büyük bir merakla bekliyordu insanlar. Altından hiçbir şey çıkmadı. Üstüne ABD Başkanı katil yavru Bush adına Ginger (zencefil) denilen taşıta bindi. Ginger Bush’un elinde milyonlarca mazlumun kanı olduğunu bildiğinden mi yoksa kötü bir pazarlama ürünü olduğundan mı bilinmez dengesini sağlayamadı ve Bush düştü. Böylece büyük olduğu düşünülen bir fikir kamuoyuna tanıtıldığı günlerde öldü.

Hadi o kadar uzaklara gitmeyelim. Ülkemize dönelim. Daha önce uçak fabrikalarımızın ya da Devrim otomobillerinin yani çok büyük hayallerin bir anda nasıl suya düştüğünü hepiniz biliyorsunuz. Küçük bir fikrin, yerli üretim bir insansız hava aracının önce bir gencin, sonra bir ailenin sonra bir ülkenin hayaline, ve sonunda oyun değiştiren, masa dağıtan bir gerçeğe nasıl dönüştüğünü de… Elbette Bayraktar ve Kızılelma’dan bahsediyorum.

İş adamlarının özellikle girişimci iş adamlarının şöyle bir sözü var; Bir fikrin değeri bir dolar. Yani, fikir üretmek, hayal etmek kolay, zor olan onu hayata geçirebilmek.

İşte bu noktada ülkemiz insanına birilerinin yol göstermesi gerekiyordu. Zira halk deyimiyle; 'Cin gibi' gençlerimiz vardı.Kafaları 'zehir gibi' çalışıyordu ama ekonomik anlamda onları destekleyecek kimseleri yoktu.

Sonra birkaç adanmış adam çıktı. Bu milletin gençlerine hizmet etmek için yola düştüler. İçlerinden bir genci Başkan yaptıkları bir vakıf kurdular. Vakfın adına Girişimci İşadamları Vakfı (GİV) dediler. Başkan; "Ben bu ümmetin hamalıyım. Allah beni bunun için yaratmış. Çalışacağım, kazanacağım ve dağıtacağım" dedi. Her düşündüğünü yapabilecek kapasitesi olsa da ömrü vefa etmedi ve genç yaşta hayatını kaybetti. Bugün onun yolundan giden insanlarsa Türkiye’nin dört bir yanında açtıkları GİV şubeleriyle yollarına devam ediyor, yüzbinlerce gencimizin ufkunu açmaya, onlara maddi manevi destek olmaya çalışıyorlar.

Şehrimizde 2021 yılının sonlarında resmi açılışı yapılan GİV Adana Şubesi kısa bir sürede gerçekleştirdiği önemli projelerle adından söz ettirdi.

Son olarak Girişimcilik Akademisi adı altında gerçekleştirdikleri projeyle onlarca önemli konuda iş adamlarına para kazanmanın yollarını anlatırken bu sırada dikkat etmeleri gereken milli ve manevi meseleleri de aktardılar. İlk dönem, cumartesi günü düzenlenen derslerle tamamlandı. Öyle yoğun talep almışlar ki organizasyonu yapan BHS Akademi Girişim Gurubu yetkilileri ikinci akademinin hazırlıklarına başladıklarını söylüyorlar.

Bu gençlerin içinden ne cevherler çıkacak bilinmez ancak bir kıvılcımın çıkması için taşları bir birine sürtmek gerekir.

Aralarında benimde bulunduğum birbirinden kıymetli eğitimcilerin yer aldığı Girişimcilik Akademisi’nin gerçekleşmesini sağlayan, katkı koyan, katılım gösteren herkes bir teşekkürü hak ediyor.

Bu ülke için, insanlık için bu belki küçük bir adımdı ama Adana için önemli ve çok büyük bir adımdı. İlk adım atıldı. Şimdi yürüme hatta koşma zamanı…