İçindekilerle Birlikte Dünyamıza Sahip Çıkalım
Kutsal kitabımız Kuran-ı Kerim'imiz de;
Dinimiz, Müslümanlığımız, insanlığımız ve dahi Allah'a kulluğumuzun nasıl olacağı açık ve seçik belirtilmiştir. Bunlar başta adalet olmak üzere merhamet, insana ve çevreye saygı uzun uzun vurgulanır.
Böyle olmasına rağmen, Rabbimin yarattığı masum canlılara; işkenceyi, tecavüzü, şiddeti, vahşeti görmezden gelmek, hafife almak, yapanları cezasız bırakmak vicdanları kanatıyor. Bu vahşet görüntülerini cezasız bırakmak, hayvanlara ve çevreye karşı suç oranlarının artmasını teşvik etmek anlamına geliyor. İnsanlığımızın içinden merhameti, Allah'ın yarattığı diğer canlılara saygıyı çıkartırsak geriye ne kalır ki?
Biz ülkemizde insanlık suçlarını durdurmaz, can ayrımı yapmaksızın tecavüz, işkence, vahşet uygulamalarını hakkıyla cezalandırıp yapanlar toplumdan uzaklaştırmazsa dünya yaşanılamaz hale gelmez mi?
Yardıma muhtaç olan her canlıya elimizden geldiğince el uzatıp derdine derman olmazsak...
Güçlü gücünü güçsüzle paylaşmaz, zengin rızkını fakirle paylaşmaz, tok acı doyurmaz, sorunları büyütmek yerine çözüme ulaştırmazsak ilişkiler ne hale gelir?
Bunların hepsi birbiriyle yakın bağları olan, bizi insan yapan değerler değil de nedir?
Öfke ve kin yerine sevgi saygıyla dayanışma kurmaz, susayan bir fidanı sulamaz, susayan bir kuşa su ikram etmez isek....
Kısaca insanlığımızın vazifesini tam anlamıyla yapmaz isek, toplum olarak tükenmez miyiz? Bu durumda, dinimize, Kitabımıza ve dahi Bayrağımıza kimler göz dikmez ki.
Yaşadığımız dünya, içindekilerle birlikte bir süreliğine bize emanet edildi. Bu sürede dünyadaki; insanlarla, hayvanlar, bitkiler, toprak ve su ile ilişkilerimiz bizim gelişmişlik kalitemizi ve seviyemizi belirler.
İçindekiler ile birlikte dünyamıza sahip çıkmalıyız.
Sevgiyle, Merhametle, Adaletle Kalınız.