Hastalıklarımız
NOT: Değerli dostlar, yazımızın çeşitli satırlarında geçen parantez içindeki ünlem (!) işaretine azami odaklanmanızı rica ediyorum…Odaklanın ve odaklanın!
Yazımıza başlarken sonda söyleyeceğimiz şeyi hemen başlarken söyleyeyim. Şahsım adına avaz avaz bağırılan, feryat edilen, ayyuka çıkartılan sorunların (!) çoğuna inanmıyorum. Neden mi? Hadi, lütfen cesaretinizi toplayın ve sıralayacağımız şeylerin toplumdaki karşılıklarına bir bakın. Objektif ve hakkaniyetli, duyarlı ve merhametli, doğru ve dürüst bir insan, bir vatandaş ve düşünen bir varlık olarak (!) cevaplarımızı kendimize verelim. Korkmayın! Kendinize haykırın. Hı, biraz daha cesur olup içe verdiğiniz sesin “hakikat ve hakkaniyet” adına desibelini dışa doğru artırın.
Günümüz dünyasının sağlık sorunları (!) toplumların dinamiklerini derinden etkileyen önemli bir faktördür. Daha doğrusu etki ettirilen (!) bir faktördür. (!) Hasta toplumlar, çeşitli sağlık (!) sorunlarıyla mücadele eden ve bu sorunların etkileri altında yaşamaya (!) mahkûm edilen topluluklardır. Bu yazıda bu toplumların özelliklerini, bu özelliklerin toplum sağlığına (!) olan etkilerini ve bu tür toplumların karşılaştığı zorlukları, ünlem işaretleriyle ironik olarak gözlerinizin önüne, akıllarınızın beyaz perdelerine sunuyorum.
Hasta Toplumların Genel Özellikleri (!)
Akli-Fikri Sağlık Sorunları: Hasta (!) toplumların en belirgin özelliği, üyelerinin gerçekte az, filim fırıldaklıkta çok fazla çeşitli sağlık sorunlarıyla karşı karşıya olmasıdır/bırakılmasıdır/mahkûm edilmesidir. Bunlar arasında bulaşıcı ideolojik ve fikri hastalıklar, kronik insani ve vicdani rahatsızlıklar, zihinsel şartlanma ve esarete düşmüş olma sorunları ve okuduğunda-duyduğunda-izlediğinde ve düşünmesindeki beslenme eksikliklerini gösterebiliriz.
Sosyoekonomik Hastalıklar (!): Hasta toplumların çoğu genellikle düşük (!) sosyoekonomik seviyede yer alır. Tabi bunun matematiksel ve diğer ülkelerle olan sayısal karşılaştırmaları ve kendi tarihi seyrimiz içinde ele alırsak hastalığımızın (!) ne kadar gerçek ve doğru olduğunu görebiliriz. Eğitimlerdeki (!) şartlanmışlık-sapmışlık-dizayn edilmiş zihniyetin aktör olduğu sahteciliğin altına gizlenen “hakikatlerin” eksikliği var. (!) Masa başını istemek, taş atıp da kolun yorulmamasını istemek, armut piş ağzıma düş azılı arzusu ve beğenmemezliğin hâkim edilmeye çalışıldığı işsizlik ve buna bağlı olarak da yetersiz (!) gelir elde etme/edememe gibi faktörler de sürekli gözler önünde tutulup kafa tası içinde yer aldırılmak istenmektedir. Dünyada görülmemiş, en gelişmiş ülkelerin bile sağlayamadığı en kaliteli, en teknolojik yeniliklerle donatılmış sağlık hizmetlerine erişimlerinin kısıtlandığı (!) ve sağlıkların korunamayıp (!), sorunların çözümünün zorlaştırıldığı hastalıklara sahibiz. (!)
Toplumsal Dışlanmışlık (!) Sendromu: Hasta (!) toplumlarda, toplumun diğer kesimleri tarafından dışlanmışlığa ve ayrımcılığa karşı karşıya olunduğu hipnozu yapılabilir. Şucu, bucu, ocu, öteki, beriki gibi hipnotik kelimelerle kalplere ayrımcılık pompalanmaktadır. Bu durum, sosyal ilişkilerde zorluklar yaşamalarına yani yüzyıllardır birlikte müreffeh yaşayan insanımızın, stigmatize edilmelerine yani bedenlerinde ve kişiliklerinde damgalanmalarına yol açar/açılır. Kulaklara yapılan fısıldamalarla karaoke yapan robot haline getirilen insanların, kurgulanmış feryadı figanıyla dışlanmışlığı (!) canlı tutulmak istenmektedir. Bu da iyileşmenin sağlanabilinecek destek ağlarının eksikliğine/kaybına yol açar.
Psikososyal Etkiler: Sağlık sorunlarıyla (!) başa çıkma süreci, hasta toplumların (!) psikolojik ve duygusal sağlıklarını etkiler. Stres (tetiklenen/üfürülen/büyütülen), kaygı (öldün bittin deyip de deve kuşu gibi kafayı kuma gömdürüp koca kıçı güneşe doğru pozisyon aldırma) ve depresyon (yapay kutsallıklarla içinden çıkılmaz durumların sürekli telkinleriyle ilaçlara/terapistlere ve sömürü düzeni unsurlarına mahkûm etme durumu) gibi sorunlar görülür ve genellikle sağlık (!) sorunlarımızın (!) göstergeleridir. (!)
Basit başlıklardan sonra sonuç olarak, hasta (!) toplumların varlığı, toplumun geneli için her yönlü (!) önemli bir etkiye sahiptir. Toplumların bu hastalıklı (!) özellikleri sağlık üzerinde aslında beklene yıkımı gerçekleştirme yerine toplumun dayanışma ve destek mekanizmalarını güçlendirebilir. Tüm sağlık alanlarındaki hizmetlere erişimdeki yapay eşitsizliklerin azaltılması ve toplumun genel sağlık bilincinin (bilgeliğinin) artırılması, hasta toplumların (!) yaşadığı zorlukların üstesinden gelmesinde önemli adımlar olacaktır vesselam.
Kalın sağlıcakla…
Gökmen CAN
Eğitimci Sosyolog