GAZZE VE HAİN DÜNYA

Gökmen CAN | Eğitimci | Sosyolog


Makâleyi Sesli Dinle

Gazze...

Adını duyduğumuzda kalbimizin sıkıştığı, vicdanımızın test edildiği o yeryüzü parçası. Bir coğrafya değil sadece; bir sınav, bir ayna, bir çığlık...

Ve o çığlık ki… Dünyanın dört bir yanına ulaşacak kadar güçlü; fakat duymazdan gelinen, bastırılan, susturulmak istenen bir hakikat.

Aziz Gazze...

Belki harita üzerinde küçük bir leke gibi görünür sana. Ama o leke, insanlığın alnındaki en büyük utançlardan biridir.

Orada çocuklar büyümüyor, sadece yaş alıyor.

Orada sabahlar güneşle değil, bombayla başlıyor.

Ve orada ölümler sayılmıyor bile… Sadece “istatistik” olarak geçiyor raporlara.

İsrail yalnızca tanklarıyla değil; küresel suskunlukla, ikiyüzlü diplomasiyle, kirli medya diliyle vuruyor Gazze’yi. Her bomba bir can alırken, her sessizlik bir suça ortak oluyor.

Peki dünya ne yapıyor?
Kınama metinleri...
İkili görüşmeler...
Vicdansız diplomatik jestler...
Yani hiçbir şey...

Zulüm gözlerinin önünde sergileniyor ama gözler kapalı!
İnsanlık imtihan oluyor ama sınıfta kalıyor!

Dünya, Filistinli çocukları “ölebilir” sayıyor.
Çünkü onların derisi Batılı değil.
Çünkü onların gözyaşı haber değeri taşımıyor.
Çünkü onların kimliği “stratejik çıkar” değil.

 Biliyor musun? Gazze sadece bombalanmıyor.
Gazze her gün ihanete uğruyor.

Birleşmiş Milletler’in suskunluğuyla, sözde insan hakları savunucularının körlüğüyle, sözüm ona özgür basının suskunluğuyla...

Ama biz biliyoruz:
Vicdan sadece doğuştan gelen bir yeti değil; onu diri tutmak bir tercihtir.

Sözde liderlerin sus pus olduğu, sinsi taksimatların ve sırtlanlıkla kuşatmaların ayyuka çıktığı bir çağda, sadece taksimatçıların kör olduğu bir davanın “paylaşılanı” GAZZE!

Halklar meydanlarda, halklar haykırışlarda hâlinde, halklar akın akın hakikate koşmakta. Koşulmayan coğrafya kalmadı şu koca dünyada.

Kahrolsun zalimler,
Kahrolsun zulüm
,
Kahrolsun; sanki hiç Gazze olmamış gibi davranan zihniyetin kendisi.
Kahrolsun o zihniyet ve yandaşları.

İsrail’in bombaları sadece taşları, binaları yıkmıyor; bir milletin hafızasını, çocukların gülüşünü, anaların gözyaşlarını göğe savuruyor.

Her patlamada insanlık biraz daha toprağa gömülüyor.
Ama dünya ne yapıyor?
Kulağını kapatıyor, gözünü çeviriyor, dili tutulmuş gibi susuyor.
Çünkü Gazze’de akan kan, onların gözünde "değerli" bir kan değil.
Çünkü adalet, onların anlayışında sadece çıkarların gölgesinde işlemeli.

Peki, ya biz?
Biz bu hain sessizliğe ortak mı olacağız?
Bir çocuğun korkuyla büyüdüğü, bir annenin her sabah evladını mezarda ziyaret ettiği bir hayata gözlerimizi mi kapatacağız?

Gazze’de bir duvar dibinde korkuyla büzülmüş bir çocuk varsa, oturduğumuz rahatça koltuklar bize yasak olmalı.

Eğer insan olmak, acıyı sadece kendi milletinde hissetmekse; o zaman biz henüz insan olamadık demektir.

Biliyor musun, dünya bu ihaneti hep yaptı.
Bosna’da da sustu, Ruanda’da da...
Arakan’da da sustu, Doğu Türkistan’da da...
Ama en çok da Filistin’de sustu.

Çünkü Filistin, zalime karşı eğilmeyen başın adıdır.
Çünkü Gazze, direnişin ve sabrın en kanlı tarihidir.

Unutma!
Gazze’yi unutmak, insanlığı unutmak demektir.
Filistin’e sırt dönmek, kendi vicdanımıza sırt dönmektir.

Ey dünya!
Sen sustukça biz haykıracağız.
Sen kör oldukça biz görmeye devam edeceğiz.
Ve sen hain oldukça biz insan kalacağız.

Çünkü Gazze sadece bir şehir değil…
Gazze bir direniştir.
Gazze, insanlığın son sığınağıdır.
Gazze düşerse, insanlık tamamen düşer.

Ey insanlık!
Sen sustukça biz haykıracağız!
Sen unuttukça biz hatırlatacağız!
Sen çürüdükçe biz direneceğiz!

Çünkü Gazze, sadece suskunlukta boğulmaya terk edilen bir halk değil.
Gazze, bizim utancımız; ama aynı zamanda direncimizdir.
Bir kurşunla ölmeyenlerin, bir sükûtla gömülenlerin adıdır Gazze.

Dünya hain olabilir…
Ama biz olmayacağız.

Bir çocuğun gözyaşını görüp de susuyorsak, kalemimizden dökülen her kelime o gözyaşıyla yıkanmalı.

Unutma!
Gazze düştüğünde, sadece bir şehir değil; insanlığın onuru da düşer.

Gökmen CAN
Eğitimci Sosyolog