Sarımsak ve Kardiyovasküler Hastalıklara Etkisi
Sarımsak Ve Kardiyovaskuler Hastalıklara Etkisi
Sarımsak hem günlük diyetin bir parçası olarak hem de hastalıktan korunma ve tedavide tüm dünyada en yaygın kullanılan tıbbi bitkilerin başında gelmektedir.
Sarımsak, geçmişten bu yana büyük uygarlıklar için en önemli bitkilerdendir. Antik Mısır'da, piramitlerin inşasında çalışan işçilere enerjilerini ve güçlerini arttırmak amacıyla sarımsak veriliyordu. Ayrıca bu bölgede birçok hastalık sarımsakla tedavi ediliyordu, Antik Yunan Dönemi'nde yapılan ilk olimpiyatlarda atletler, yarışma öncesinde mutlaka sarımsak tüketirlerdi. Yine Antik Çin ve Japon uygarlıklarında sarımsağın; hazımsızlık, solunum şikâyetleri, depresyon ve erkeklerde erektil disfonksiyon gibi birçok farklı rahatsızlık için kullanıldığını gösteren bulgular mevcuttur.
Orta Çağ'da sarımsak, kolera ve veba gibi salgın hastalıklarla mücadelede önemli bir rol oynamıştır. Hekimlerin o dönemde hastaları muayene etmeden önce maskelerini sarımsak ekstresiyle ıslattığını biliyoruz. II. Dünya Savaşı sırasında Rus askerlerine sarımsak verilmiş, askerler bu sarımsağı yaralandıkları zaman yaralarının mikrop kapmasını önlemek amacıyla kullanmışlardır.
‘Ülkemizde gerçekleştirilen bir çalışmada KVH karşı tamamlayıcı yaklaşım kullanım sıklığının %84,4 olduğu bildirilerek, KVH şikâyetlerin kontrolünde hastaların sıklıkla kullanımını tercih ettiği bitkisel yaklaşımların sırasıyla maydanoz ve sarımsak olduğu bildirilmiştir’
Sarımsak aslen Asya'dan olmakla birlikte, 2014 yılına ilişkin verilere göre yıllık 25 milyon ton üretim ile artık dünya çapında yaygın olarak kullanılmaktadır. Sarımsak, antikanser, antibakteriyel, antiviral, anti-diyabetik, antihipertansif, kardiyoprotektif, hepatoprotektif, hipolipidemik, antioksidan etkiler ve immün/bağışıklık destekleyici olarak çok çeşitli terapötik/tedavi edici etkiler göstermiştir. Bu etkiler yüksek konsantrasyonda organosülfür bileşiklerine (OSC'ler) atfedilmektedir.
Taze sarımsakta ortalama %63 su, %28 karbonhidrat (fruktanlar), %2,3 organosülfür bileşikleri, %2 protein (alliinaz), %1,2 serbest amino asitler (arginin) ve %1,5 lif bulunmaktadır. Taze sarımsak ayrıca yüksek miktarda γ-glutamilsistein içerir.
Kardiyovasküler hastalıklar(KVH) genellikle ateroskleroz, trombozis ve yüksek kan basıncı sonucu gelişen damar hastalıkları ile karakterizedir. İnsülin direnci, glukoz intoleransı, abdominal obezite, HT, yüksek LDL, düşük HDL ve hipertrigliseridemi gibi metabolik hastalıkları bulunan kişiler KVH’ya karşı daha duyarlıdır. Hastalığın erken dönemde teşhis edilmesi, hastalığın önlenmesinde ve tedavisine oldukça önemlidir. Tedaviler; hekim kontrolünde başlanacak olan ilaçlar,diyet/beslenme önerileri, yaşam şekli değişiklikleri(günlük yürüyüşler vb), gereğinde ciddi darlık gelişen damarlar için girişimsel müdahalelerdir. Beslenme alanında öneriler yapılırken sarımsağın kullanımı kalbe ve damarlara olan faydası düşünüldüğünde akılcı olacaktır.
‘Sarımsak, kardiyovasküler hastalıklar için halk arasında popülerdir. Birçok insan ayrıca tansiyonu düşürmek ve kanı inceltmek için sarımsak alır. Ayrıca çeşitli araştırmalar, sarımsağın kan damarlarındaki mevcut birikintileri parçalamaya yardımcı olabileceğini de göstermektedir.’
Sarımsak, kan basıncını düşürme, vazodilatör, kolesterol sentezini azaltma, platelet agregasyonunu azaltma, ayrıca detoksifiye edici ve antioksidan enzimlerin üretiminden sorumlu olan nükleer faktöreritriod-2 ile ilişkili faktör-2’nin üretimini arttırarak kalbi koruyucu etkiler göstermektedir. Sarımsağın, toplumumuzun beslenme alışkanlığına uygun olması ve antihipertansif ve antiaggregan özelliklerinin olduğu bilinmesi, ülkemizde bu yaklaşımın kullanımına ilgiyi arttırmıştır.
‘Türkiye, Kanada ve Avrupa ülkelerinde yapılan farklı çalışmalarda da sarımsağın kardiyoloji alanında en sık kullanılan tamamlayıcı yaklaşım olduğu saptanmıştır’
Kalp krizi başta olmak üzere kalp hastalıkları her yaştan insanın ölümünde ilk sıradadır. KVH üzerinde devamlı çalışmalar yapılmakta olup beslenme üzerine yapılan çalışmaların sarımsağın olumlu etkileri ile KVH riskini azaltabileceği düşündürmektedir.
Sağlıklı Günler Dilerim;
Dr.Muhammed Kemal KAHYALAR
Kaynak: Türk Eczacılar Birliği, Historical Perspective On The Use Of Garlic-The Journal of Nutrition, İnönü Üniversitesi Sağlık Bilimleri Dergisi 2016, Fenerbahce University Journal of Health Sciences 2022, Sağlıkla Hemşirelik Dergisi Nisan 2016