TEZATLAR DİYARI DÜNYA
ولو كانت الدنيا جزاء لمحسن
اذا لم يكن فيها معاش لظالم
لقد جاع فيها الانبياء كرامة
وقد شبعت فيها بطون البهائم
Velev kânetiddünyê cezâen limuhsinin,izen lem yekün fîhê meâşün lizâlimin,lekad câ'e fiyhel enbiyâü kerâmeten ve kad şebiat fiyhê butûn ül behâimi.
Eğer dünya iyilik yapan insanların iyiliklerinin karşılığı olsaydı, zalimlerin (özellikle gayri müslimlerin, inanmayanların) dünyada yiyecek bir şey bulamamaları gerekirdi.(Bunun böyle olmadığı şuradan belli) Dünyada yaşadıkları zaman zarfında seçkin ve Allah'ın ikramına mazhar Peygamberler(çokça) aç kalmışlardır,buna mukabil hayvanlar ( ve Allah'a inanmayan nice insanlar varlık içinde yaşamışlardır, açlık nedir tatmamış) karınlarını hep doyurmuşlardır.
Yüce Allah verince alabilir, alınca da verebilir hikmetleri çoktur hikmetlerinden ve fiillerinden yüce Allah sorumlu tutulmaz O ne yaparsa güzel yapar neylerse güzel eyler.
Yüce Allah bu konuda şöyle buyurmaktadır: "Allah, yaptığından sorumlu tutulamaz; onlar ise sorguya çekileceklerdir"
Enbiyâ suresi :23,ayet.
Yüce Allah dünyayı sevdiğine de sevmediğine de veriyor ama ilmi dini ve ahireti yani cenneti razı olduğuna,sevdiğine veriyor.
Dünyada varlık sahibi olmak Allah'ın sevdiğinin bir alameti olmayabilir, bu ancak bir imtihandır buna mukabil dünyada sıkıntı çekmek yüce Allah'ın o kuldan razı olmadığı anlamına da gelmez.
Allahu Teâlâ hazretleri imtihan için, sınamak için kulun kendisine dönmesi için, belki o kulun tazarru' ve niyazını,sesini sevdiği için onu kendine muhtaç ediyor ona yokluk veya fakirlik veriyor.
Bu dünyada Yüce Allah'ın ikram ettiği üstün tuttuğu ve beşerin en seçkin insanları olan peygamberler aç kalabiliyor nitekim aç kaldı da buna mukabil hayvanlar genelde rızkını bol bol bulabiliyor hayvanlardan belki daha aşağı olan ve inkarcı gayrimüslimler çokça varlıklı olarak yaşayabiliyorlar, bunun hikmetini Yüce Allah daha iyi bilir.
Rasulullah efendimizin mübarek vücuduna yattığı hasır iz bırakınca şöyle buyurmuştur
"Ne yapacağım dünyayı, ben bir ağacın altında oturup dinlenen ve sonra onu bırakıp giden bir yolcu gibiyim"
Tirmizi Hadis no:2377
Başka bir hadis-i şerifte de "Rasulullah efendimiz eşlerinden bir ay kadar ayrılmıştı, Hz Ömer geldi baktı ki Rasulullah Efendimiz bir odada yatıyordu, hasır mübarek vucudunda iz yapmıştı bunu gören Hz Ömer dedi ki :
Ey Allah'ın Rasulü! Kisra altın tabaklarda gümüş tabaklarda su içerken senin durumun böyle diye üzüntüsünü belirtince Rasulullah efendimiz buyurdu ki: Dünya lezzetleri onlara peşin verildi"
Ahmet b.Hanbel,Müsned Hâdis no: 7963.
İslam dini çalışmayı helal kazanmayı veren el olmayı infakı ve iyilik yapmayı emrederken, dünya'ya ve dünyalık şeylere yakayı kaptırma diye uyarıyor.
İyiliğin ölçüsü zenginlik veya fakirlik,tok olmak veya aç kalmak değildir.
İyiliğin ölçüsü Bakara suresi ayet 177 de buyurulan hususlarla ve hasletlerle süslenmektir.
Bu mübarek ayette Yüce Allah iman,İslam ve ahlak esaslarından bahsediyor ve bunları yerine getiren kim olursa olsun "İşte onlar sadık ve muttaki olanlardır" buyuruyor.
Elbette iyi bir kul olmanın daha başka kriterlerini Kur'an ve sünnette çokça bulmak mümkündür.
Allah'ım dünyada da ahirette de bizlere ve bütün mümin kardeşlerimize iyilikler ver ve bizleri cehennem azabından koru.Âmîn.