Marifet Sadece Konuşmak Değildir

Ahmet Özkan

MARİFET SADECE KONUŞMAK DEĞİLDİR 

لسان فصيح معرب في كلامه
فيا ليته من وقفة العرض يسلم
ولا خير في عبد اذا لم يكن تقى
وما ضىر ذا التقوى لسان
 معجم

Lisênün fasîhün mu'ribun fî kelêmihi,
feyê leytehû min vakfet il 'ardi yeslemü,ve lê heyre fî abdin izê lem yekün tükan,ve mê darra zettukâ lisenün muaccemün.

Adamın dili fasih, konuşurken düzgün  konuşuyor (edebiyat parçalıyor) ama, Keşke bu fasîh dil kıyamet günü,Yüce Allah'a arz günü mahkeme-i kübrâ'da azab'tan kurtulsa da, bir de sahibini savunup onu da azab'tan kurtarabilse o zaman ne iyi olurdu.

Eğer bu dil ve sahibi dünyada (gıybet, mâlâ ya'ni ve bu gibi şeylerden uzak kalmamış da) takva'yı azık ve sermaye olarak biriktirmemiş ise, böyle bir kul'un hayrı yoktur.
Buna mukabil dilini ve sâir organlarını haramdan koruyan bir kişi,varsın dili fasih olmasın, varsın çok fasih konuşmasın varsın acem ve acemî olsun bu,ona hiç zarar vermez.

Sadi Şirazi şöyle der:
الهوى اگر كار بگفتار است
من بر سر همه تهاجم
واگر بگردار بمورى محتاجم
İlahî eger kâr bigoftar est,men ber ser hemeh tâcem,ve eğer bigerdar be mûrî muhtacem.

Allah'ım eğer iş konuşmaktan ibaret olsaydı ben herkesin başında bir tac olurdum ( çünkü çok konuşuyorum),ama iş icraattan ibaretse ben bir karıncayı bile muhtacım.

Şöyle bir kaide vardır :
İtibar gören ve aslolan, manalardır, kalıplar ve kaplar değildir.
O'na salat ve selam olsun Rasulullah efendimizden bu hususta nakledilen bir Hadis-i Şerif şöyledir:
شرار امتي الثرثارون المتشدقون المتفيهقون.
Ümmetim'in en şerli olanları, başka bir rivayette en buğz ettiğim ve kıyamet günü benden en uzak olacak olanlar, çok konuşanlar, haksız yere kendini zorlayarak lafı eyip bükerek ve tekrar tekrar ağızlarında dolaştırarak çok konuşanlar, konuşmalarıyla iftihar edip insanları küçük görerek, dillerini ve çenelerini sağa sola kaydıranlar,kibirlenip ağzını doldurarak kibirli kibirli yaptıklarıyla  üstünlük taslayarak kendilerini ileride ve önde görenlerdir.
Tirmizi Hadis no : 2018

Bir insan tabii ve fıtrî olarak içinden geldiği gibi riyasız ve gösterişsiz hiç kimse ile alay etmeden, kimseyi küçük görmeden kendini zorlamadan ve hadis-i şerifte geçen afetlerden uzak olarak bir şeyler konuşuyorsa, ve onun konuşmaları düzgün ve fasih olarak yansıyorsa bu da Allah'ın bir lütfudur.

Ey insanoğlu! Sen konuştuğun zaman sana mevcud  imkanları lütfeden yüce Allah'tır,  dişler,dil,ağız boğaz nefes, ses,sedâ,senin etrafında seni dinlemeye gelen insanlar seni dinleyenler,tüm bunlar Allah'ın lütfu ve nimet-i değili midir? O zaman fa'âl-ı hakikî yüce Allah'tır, sakın sebeblere ve aletlere takılma, nimete dalıp nimet vereni unutma.

Allah'ım sayılmayan nimetlerine gücümüzün yettiği kadar şükretmeyi bizlere nasip eyle. Haddini bilen, yanında duran, nimetten nimet vericiye yol bulan vefakâr ve akıllı kullarından eyle.Âmîn.