Kibrit Kutuları Gökdelenler

Ahmet Özkan

KİBRİT KUTULARI GÖKDELENLER 

 لا تركنن إلى القصور الفاخرة
واذكر عظامك حين تمسى نخرة
واذا رايت زخارف الدنيا فقل
يا رب إن العيش عيش الاخرة


Le terkenenne ilel kusûr il fâhireti,vezkür izâmeke hiyne tümsî nehiraten,ve ize raeyte zehârif ed dünyê fekül yâ rabbi innel ayşe ayş ül âhireti.

Şatafatlı köşk ve saraylara(gökdelenlere)
kanıp da bunlara bel bağlama,(kabirde) kemiklerinin çürüyüp toz gibi olacağını hatırla(ve o gerçeği sana unutturan dünyaya aldanma).
Dünyanın şatafatını ve süslü gibi görünen dışını gördüğünde de(içinden veya sesli bir şekilde)
"Ey Rabbim ( dünya her hâl ü kârda geçicidir)asıl yaşam (huzurlu ve ebedi hayat) ancak âhiret (Cennet) hayatıdır" de.

Şatafat, lüks, dünya ziyneti, dünyalılkar, ahiret yolcusu olan mümin'i aldatmamalıdır, yolundan 
alıkoyup hazırlığına bir zarar vermemelidir.

Dünya kişinin cebinde kasasında kesesinde olabilir ama kalbine girmemelidir, kalbe giren dünya zihni de meşgul eder ve insanın değer yargılarını değiştirir, insanlarla olan muamelesine te'sir eder, dünyaya yakayı kaptıran kişi insanları küçük görür, aşağıda görür kendine kimseyi denk görmez,
insanlara olan  bu bakışı onun ahiretini de olumsuz yönde etkiler.

Yarın ecel şerbetini içen
padişah da olsa 
من القصور الى القبور
Mine el kusûri ilel kubûri
Saraylardan kabristana çok seri bir sekilde intikal ettirilecektir, padişah olmayanın durumu da bundan farksızdır.

O haşmet o debdebe ve şatafat içinde olan padişah bile olsa durum budur ve kısa bir zaman sonra( bazısı müstesna) et ve kemik diye bir şey kalmayacaktır toprak olacaktır.

İşte dünyanın geçici lezzetlerini ve ziynetlerini gören akıllı bir insan dünyaya aldanmadan onu vasıta ve vesile kılarak ahiretini kazanmak için gayret eder zira asıl yaşam, ebedi huzur ahiret hayatıdır ve cennettir. 
  
Rasulullah Efendimiz bu gerçeği en iyi bilen en büyük insan olarak Hendek savaşından önce kazılan hendek'te fiilen kendisi de çalışıyordu.
Ashab-ı kiram nançlarını ve sevgilerini Rasulullah efendimize izhar etmek için şöyle diyorlardı:
نحن الذين بايعوا محمدا
على الاسلام ما بقينا ابدا

Nahnullezîne bâyeû Muhammeden,alal İslâmî mâ bakeyne ebeden.

Biz ebedi yaşasak da Muhammed aleyhissalâtü vesselama biat ettik ve İslam'dan asla dönmeyiz,
Bunun üzerine Rasulullah efendimiz yorgunluklarını gidermek, onlara moral vermek, ve ahireti sevdirmek, teşvik etmek için şöyle diyordu:
اللهم لا عيش الا عيش الاخرة
فبارك فى الانصار والمهاجرة

Allahümme lê Ayşe illê ayş el âhireti,febârik fil ensâri vel muhâcirati.
Ey Allah'ım! Ahiret yaşantısı ve hayatı gibi gerçek bir yaşantı ve hayatı yoktur, Ansâr ve muhacirlere bereket ihsan eyle onları bereketli kıl.

Ey dünyayı da ahireti de yaratan, dünyayı imtihan yeri kılan, ahireti ve din gününü de ceza günü kılan yüce Allah! Bizi ve bütün mümin kardeşlerimizi,
dünyanın ve dünyalıkların aldatmadığı, ahiret hayatını dünya hayatına tercih eden ve gözünü Cennet'e diken  umduğuna nail olan korktuğundan emin olan bahtiyar kullarından eyle.
Âmîn.