İlâhî İnayet
İlâhî İnayet
وكم من صغير لاحظته عناية
من الله فاحتاجت اليه الأكابر
Ve kem min sağîrin lâhazathü inâyetün,
minellahi fehtêcet ileyhil ekâbiru.
Nice yaşı küçük İnsan vardır ki, İlahî inayet
(Yüce Allah'ın yardımı) onu gözetip himaye ettiği için,( yaşı) büyük olanlar ona muhtaç olmuşlardır.
"Akıl yaşta değil baştadır"
atasözünü burada zikretmekte fayda vardır.
Aslında akıl yaşta da değil,başta da değildir.
Akıl kalbtedir.
" Yeryüzünde hiç dolaşmıyorlar mı ki ibret alacakları kalbleri yahut işitecekleri kulakları olsun!"
Hac suresi: 46. Ayet ile
" Onların kalpleri vardır ama onlarla kavrayamazlar"
A'râf suresi: 179.Ayetleri
aklın kalbte olduğuna delil sayılmıştır.
Ormanı boş zannetme zira orada bir arslan yatıyor olabilir.
Nice elbiseler vardır ki içinde adam yok(elbisesi bile ondan değerli), nice adam da vardır ki üzerinde elbise yok(adam gibi adam ama,üzerinde doğru dürüst giğeceği bir elbisesi yoktur).
Elbisesi düzgün olan ile giyecek elbise bile bulamayan veya bulsa bile ancak yıpranmış bir elbise bulabilen bu iki kesimin dış görünüşü bizleri aldatmamalıdır.
Yaşın küçük veya büyük olması da -yaşlı olanlara saygı hariç - bizleri yanlış kanaata götürmemelidir.
Rasulullah efendimiz bu hususta şöyle buyuruyor: "Nice saçı başı karışık üstü toz toprak olmuş üzerinde sadece iki bez parçası eski elbise olan ve kapılardan kovulan kimse vardır ki (her hangi bir konuda) Allah'a yemin ederim diye yemin etse, Yüce Allah onun yeminini doğru çıkarır"
Müslim Hadis no: 2622
Yine herşeyi dışın süsünden ve ziynetinden ibaret görenlere karşı da- hüsnü zann beslemek esastır ama yine de- ihtiyatlı davranılmalıdır.
Bu hususta derin bir gönül eri olan Yunus Emre:
"Dervişlik olsaydı taç
ile hırkâ,biz dahi alırdık
otuza kırka" der.
Her iki kesime de aldanmamalı,her iki kesim hakkında da sûi zan değil, hüsni zan etmeliyiz.
Burada kişinin ameli davranışları ve yaşayışı önemlidir, içini ve özünü ancak Yüce Allah bilir.
Ey alemlerin rabbi olan Yüce Allah! Bizlerin ve bütün mümin kardeşlerimizin özünü sözünü razı olacağın istikamette uyumlu eyle, mü'minlerin açık ve gizliliğini bir ve ahenk içinde kıl, gecelerinin karanlığını gündüzlerinin aydınlığı gibi berrak eyle.
Âmîn.