Hayatın Tadı Yok

Ahmet Özkan

Hayatın Tadı Yok

لا طيب للعيش ما دامت لذاته
منغصة بالدكار الموت والهرم


Lê tîybe lil'ayşi mê dêmet
lezzêtuhü munğassaten
biddikêr il mevti vel heremi.

Dünya hayatının lezzetleri (ve tadı), ihtiyarlık, gam, keder hüzün, hastalık, yaşlılık ve ölümle beraber hakiki ve sürekli birer lezzet olmaktan çıkıyor. Onun için dünyada (hakiki ve daimi uzun vade yüz güldüren ) bir lezzet yoktur. Başka bir ifade ile ölüm dünyayı rezil etmiştir ve hiç bir akıllıya zevk adına bir şey bırakmamıştır.

Bu dünyada görünen ve yaşanan bütün lezzetler fanî ve geçicidir. İhtiyarlığı ve ölümü unutan, ihmal eden bir kişi, kabristan ile kendi evi, ölüm ile kendi zevki ve yaşayışı arasında gafletten bir perde çekse bile, belki geçici bir lezzet yaşar ama yaşlılık ve ölüm aklına gelsin gelmesin bir gün bu lezzetler kesinlikle yok olacaktır.

Yüce Allah'ın kulları için mubah kıldığı güzel ve helal olan şeylerden lezzet almak ve hoşlanmak elbette dinen yasak değildir.
Haram olan ve yasaklanan lezzetler ise, nefse hoş gelebilir ancak bunun sonu hüsran olur, zira yüce Allah'a gülerek isyan eden ağlayarak azab görebilir.
Onun için şöyle demişler: yüce Allah'a gülerek itaat etmek ağlayarak isyan etmekten daha iyidir.

Hayatını Kur'an'a ve sünnete göre yaşayan bir mümin, en akıllı en isabetli ve nimetleri yerli yerince kullanan bir kişidir.
Zira en büyük zevk, tat ve halavet Yüce Allah'ın tâat ve ibadetinde bulunur.

İmanın tadına, İbadet ve tâatın zevkine ve lezzetine varan bir Mümin’in duyduğu ve hissettiği lezzeti ve huzuru dünyanın hiçbir lezzeti ve zevki bozamaz.

Rasulullah efendimiz bu hususta bir hadiste şöyle buyurmaktadır:
"Yüce Allah'ı Rab, İslam'ı din ve Rasulullah Efendimizi Peygamber olarak (kabul edip) razı olan kişi imanın tadını almıştır."
Müslim Hadis No: 34.

İnsan hayatı böyle bir rıza ile güzelleşir, süslenir, anlam kazanır ve böyle bir hayat dünyayı ahiretin tarlası kılar.

Yüce Allah bizleri ve bütün mü'min kardeşlerimizi yüce Zatını Rab, İslam dinini din, Rasulullah efendimizi Peygamber kabul edip bundan da razı olan ve böyle yaşayan ve bu yaşayış ruh boğaza gelinceye kadar süren, yüce Allah'ın rızasına mazhar olan kullarından eylesin. Âmîn.