Ey Nefsim Görmüyor musun?
EY NEFSİM GÖRMÜYOR MUSUN?
يا نفس توبى فان الموت قد حان
واعص الهوى فالهوى ما زال فتانا
أما ترين المنايا كيف تدركنا
وتلحق أخرانا بأولانا
فى كل يوم لنا ميت نشيعه
نرى بمصرعه اثار موتانا
Yê nefsu tûbî feinnel mevte ked hâne,ve'sıl hevê,felhevê me zêle fettênen,emê teraynel menêyê keyfe tudrikune
ve tulhiku uhrânê bı uvlênê,fi külli yevmin lenê meytun nüşeyyiuhu,nerâ bimasra'ihi êsêre mevtênê.
Ey nefsim (gaflete son verip) tövbe et,zira ölüm o kadar yakın ki(ha geldi ha gelecek), Yüce Allah'ın indirdiği vahyin zıddı olan ve hep hakkın zıddına meyleden heva'ya uyma, heva ile mücadele et,zira heva sahibini fifneye (tehlikeye) sürükler.
(Ey nefsim) Görmüyor musun ölüm nasılda bize ulaşıp bizi
yakalıyor ve önceden ölenlerimizle sonradan ölenlerimizi biribirine kavuşturuyor(Yüce Allah isterse berzah âleminde de öncekilei sonrakilerle buluşturuyor).
"Biz yeryüzünü ölülere ve dirilere toplanma yeri kılmadık mı"?
Mürselât Suresi: 25,26 Ayetler.
Aşağı yukarı her gün defnetmek için mezara götürdüğümüz (bir yakınımız veya bir din kardeşlerimiz) vesilesiyle daha önce ölenlerimizin kabirlerini(kabristanda yattıkları yerleri) görüyor ve ziyaret ediyoruz.
Konuşan vaiz olan kur'an-ı Kerim'den öğüt almayan veya alamayan kimseler, keşke susan ama çok şey anlatan ölümden ve ölülerden ibret alabilselerdi.
Yüce Allah,konuşan, zamanın aşamadığı, asırların eskitemediği ve asla eskitemeyecegi konuşan vaiz olan Kur'an-ı Kerim'e,
sessiz ama çok şey anlatan ve sesini hepimize net bir şekilde ulaştıran susan vaiz olan ölüme kulak veren dolayısıyla hazırlıklı olan ve kazançlı çıkan bahtiyar kullarından eylesin.Âmîn.