Bir Kapı Kapanırsa
BİR KAPI KAPANIRSA
ولا تحزن اذا ما سد باب
فإن الله يفتح الف باب
Ve lê tehzen ize mê südde bêbün feinnellâhe yeftehu elfe bêbin.
(Ey mü'min girip çıktığın, alıştığın ve istifade ettiğin) her hangi bir kapı yüzüne kapanırsa şayet (tam kapanırsa veya yarım kapanırsa sakın umutsuzluğa düşüp) üzülme(her şey yüce Allah'ın tasarrufunda olduğu için istediği zaman yüce) Allah muhakkak ki(bir değil) bin kapı açar.
Kapılar, kalpler ve kalıplar, rızık rahmet ve her şey yüce Allah'ın tasarrufunda kabzasında ve yüce Allah'ın kâf nûn emri arasındadır.
وكل أمر جرى بالكاف والنون
Ve küllü emrin cerâ bilkâfi vennûni.
Olup biten her şey yüce Allah'ın kâf ve nun yani kün (ol) emri ile olur, var olan her şey için ise, olma (yok ol )dese yok olur.
Yeni bir şey yok, ezelde tasarlanan ilahi plan pürüzsüz işlemektedir, asla aksamaz.
Yüce Allah bazen alınca verir,bazen verince alır ve bu konuda sebepleri müheyyâ ve hazır kılar,mü'min sebeblere sarılmalı ama sebeblere değil, müsebbib ül- esbâb olan olan yüce Allah'a dönmeli ona güvenmelidir.
Hak âşığı Molla Ahmed el cezeri şöyle der:
هو الفعال لا تغتر باسباب والات
Huvel fa'âlu lê teğtarr biesbâbin ve âlâtin.
Ey mü'min! Fa'âl-ı hakiki O'dur (Allah'tır), sebebler ve vasıtalar seni aldatmasın.
Şöyle bir söz konumuzu aydınlatması bakımından önemlidir :
السنة الخلق اقلام حقي
Elsinetul halki,eklam ül hakki
Halkın dilleri hakkın kalemleridir. Kâinatta olup biten söylenen telaffûz edilen, gündeme gelen ,ortaya dökülen bütün şeyler ve sözler, ezel'i planın zamanı zemini oluşunca zuhûr etmesi ve ortaya çıkmasıdır.
Bu konuda zayıf olduğu söylenen bir hadisi şerif şöyledir:
"Bela söze bağlıdır"
Beyhakî Şuab ül îmân Hadis no :4598
Tasavvuf erbabının literatüründe ve dillerinde eksik olmayan bir söz var bu kısa yazımızı onunla bitirelim :
لا تنظر الى من قال وانظر الى ما قال
Lê tenzur ile men kale,
venzur ile mê kâle.
Söyleyene ,konuşana, haber verene ,bir konuyu gündeme getirene bakma(oraya takılıp kalma) onun söylediğine bak.
Söyleyenin niyeti iyidir veya değildir, ne söylediğini biliyor veya bilmiyor, farkındadır veya değildir, bunun gibi sorulara takılma onun ne söylediğine bak bu söylediği Kur'an'a sünnete evrensel akla örf ve adete uygun mu değil mi önemli olan burası.
Biz inananlara göre, söyleyen emreden ferman buyuran yüce Allah olunca,veya Rasulullah efendimiz olunca iş değişir ve o zaman söyleyene de söylenene de teslim olur O'nu baştacı ederiz.
Yüce Allah'ın ve Rasulullah efendimiz'in medhettikleri ashab tâbiîn,tebeî tâbiin olunca, Kur'an'ı ve sünneti ahlak edinen alimler, arifler,gönül erleri olunca elbette söyleyene de bakılır söylenene de bakılır, ama söyleyen bizim gibi bir insan olunca az önceki tasavvuf ehli arasında meşhur olan söz itibar görebilir. Sonuç itibariyle
"Allah'ın insanlar için açtığı rahmeti kısabilecek kimse yoktur, O'nun kıstığını da O'ndan başkası açamaz O mutlak gâliptir hikmetle yönetendir"
Fâtır Suresi: 2.Ayet.
Ey yüce Allah'ım ! Bizleri ve bütün mümin kardeşlerimizi her işinde ve her hal ü kâr'da sana yönelen, güvenen tevekkül eden her şeyi senden bilen her şeyini sana teslim eden kullarından eyle.
Âmîn.