Bazılarının Yaşantısı
BAZILARININ YAŞANTISI
نهارك يا مغرور سهو وغفلة
وليلك نوم والأسى لك لازم
تسر بما يفنى وتفرح بالمنى
كما يسر باللذات فى النوم حالم
وشغلك فيما سوف تكره غبه
كذالك فى الدنيا تعيش البهائم
Nehâruke yê mağrûrun sehvün ve ğafletün,ve leylüke nevmün vel esê leke lêzimün.
Tesurru bimê yefnê ve tafrahu bil munê,kemê yesurru billezzêti finnevmi hâlimün.
Ve şuğlüke fî mê sevfe tekrahu ğibbuhu,
kezêlike fiddünye teîyş ül behâimü.
Ey gurura kapılmış mağrur kişi! Senin gündüzün (yapman gereken görevleri yapmayıp) hep unutkanlıkla ve gafletle geçiyor, gecelerin ise,(horul horul) uyuyarak geçiyor,senin bu haline ancak acınır.
Gece rüyasında gördüğü lezzetli şeylerle (bir miktar dünyalıkla) sevinen (fakat uyandığında hiç bir şey bulamayan, hayal gören kimse gibi sen de fâni (yok olacak) şeylerle sevinip kendini avutup duruyorsun.
Herşeyi bırakmış sana fayda vermeyen, yarın yok olup gidecek, seni terkedecek ve işine yaramıyacak şeylerle uğraşıyorsun,(biliyor musun bilmem ama), hayvanlar da dünyada böyle yaşıyor,(şu farkla ki,hayvanlarda akıl olmadığı için mükellef ve sorumlu değiller.)
Âdil Halife Ömer b. Abdülaziz r.a hergün sabahladığında mübarek sakalını eliyle tutar(taşıdığı hilafet gibi çok ağır bir yükün sorumluluğu ile) şu beyitleri söyler ve ağlardı.
Bizlerin de kendimize göre sorumlu olduğumuz alanlarımız var,şu beden ülkesinden,beden ülkesinin her uzvundan her köşesinden ailemizden, yakın uzak akrabalarımızdan, çevremizden, yanımızda çalışanlardan, komşularımızdan, yaptıklarımızdan,hatta yapmamız gereken ve yapabildiğimiz halde yapmadıklarımızdan da
sorumluyuz.
Yüce Allah (farkında olsak da olmasak da) taşıdığımız, hamal olduğumuz mukaddes yüke ve sorumluluğa üstün bir şuur ve itina ile sahib çıkan ve bu şerefli vazifeyi hakkıyla, akyüz ile yerine getiren, getirmeye çalışan kullarından eylesin.
Amin.