Af Afiyet Muâfat

Ahmet Özkan

AF ÂFİYET MU'AFÂT

اللهم اني اسالك العفو والعافية والمعافات الدائمة في الدنيا والاخرة.
Allahümme inni es'eluk
el afve vel âfiyete vel muâfâte ed dêimete fiddünye vel ahirete.
Allah'ım  Dünya ve ahiret (im) için senden affı afiyeti ve muâfatı diliyorum.
Askalani.Futuhât-ı
Rabbaniyye:4/380

O'na salât ve selâm olsun Rasülullah Efendimizin amcası Abbas r.a : Ey Allah'ın Rasulü bana birşey öğret, onunla Allah'a duâ edeyim diye sordu,
Rasulullah efendimiz cevaben: "Allah'dan âfiyeti iste" buyurdu.Bir kaç gün sonra aynı soruyu sorunca Rasulullah efendimiz: "Ey Abbas ey Rasulullah'ın amcası! Allah'dan dünya ve âhiret için âfiyeti iste" buyurdu
Tirmizi Hadis no: 5514
Ahmet Hâdis no:1783.
Ebu Bekir efendimizden
gelen bir rivayette:
"Allah'dan dünya ve ahiret için affı,âfiyeti ve yakîn'i isteyin" buyurulmuştur.
Tirmizi Hadis no: 3558
Nesâî Snn Kübrâ:10717
Rasulullah Efendimiz her gün yüce Allah'tan affı ve âfiyeti dilerdi.
İbn-i Mace Hadis no: 3871
Rasulullah efendimizin Affı ve muafât'ı çokça Allah'dan istediği de rivayet edilir.
İstizkâr.İbni abd- il ber: Hadis no: 465
   
Biz, affı ve yüce Allah'tan af dilemeyi Kadir gecesinde yapılan duadan tanıyoruz.
Yukarıdaki hadislerden de anlıyoruz ki bu mübarek dua ve istek sadece Kadir gecesi ile sınırlı değildir,mü'minin aklına geldikçe bu duayı yapmasında  elbette fayda vardır ve Rasulullah efendimiz'in tavsiyesidir.
Durum bu iken bu üç kelimenin anlamı nedir?
AFF: günahların silinmesi ve ayıpların örtülmesidir.
ÂFİYET: kişinin sağlıklı olup hastalıklardan ve belalardan, Cehennemden sâlim olmasıdır.
MU'AFÂT: kişinin insanlara zararının ve eziyetinin  dokunmaması, onlara zulmetmemesi, insanların da ona eziyet ve zararlarının, zulmünün  dokunmamasıdır.

Cafer b.Muhammed şöyle der: Afiyet,mevcud olup da bilinmeyen ve bilinip uzun olan diye ikiye ayrılır.
Birincisi: insanlar afiyet içindeyken, afiyetin değerini hastalanıncaya  kadar bilmezler.
Kendisi var kıymeti yok.
İkincisi: çaresiz bir hastalığa yakalanan kişi de ölünceye kadar afiyetin kadr u kıymetini bilir,bilir anlar ama yapılacak birşey kalmaz,uzun bir zaman afiyeti bekler durur.
Sehl b. Abdullah bu hususta şöyle der: afiyetin tefsirinde alimler şöyle demişlerdir: Afiyet, Yüce Allah'ın kişiyi kendi nefsi ile başbaşa bırakmamasıdır.
Hakim-i Tirmizi de: kökü bir olan aff ve afiyetin sonuç olarak manası şudur: Yüce Allah'ın bir kulu düşmemesi için ayakta tutması,yalnızlığa itmemesi, dünya ve ahirette onu üzen şeylerden belalardan şiddetlerden onu korumasıdır.
Mümkün olduğu kadar her üç kelime ile yüce Allah'a yalvarmak, en azından ilk iki kelimeyi(af ve âfiyeti) söyleyerek duâ etmek, yine en az "Âfiyeti' yüce Allah'tan istemek ,hatta dilimizi dâima buna ve istiğfara alıştırmak,yani aklımıza geldikçe "Allahım senden âfiyeti diliyorum" yine aklımıza geldikçe"Estağfurullah" dersek  o anda Yüce allah'ın duaları kabul ettiği bir ana denk geldiğini düşünün, bunu söyleyen kişi  dünyada ve ahirette büyük kazanç elde etmiş olur.

Af bellidir,,afiyet ise  geniş bir kavramdır ve musibet hastalık,bela ve üzücü her şeyden uzak olmaktır.sıhhat ve sağlık aynı manaya gelir ve hastalıktan uzak olmak demektir.

Allah'ım! Sen
affedicisin affı seversin bizler ve bütün mümin kardeşlerimizi affet, affını afiyetini ve muafatını diliyoruz bizlere lütfeyle.
Bizleri kendi nefislerimizle başbaşa ve korumasız bırakma,bizlere mağfiret eyle.ÂMÎN.

Ahmet ÖZKAN
Emekli Müftü 

20 Mart 2024 Çarşamba