MEB Başarı Düzeyine Göre Sınıf Uygulamasını Getirmeli
MEB Başarı Düzeyine Göre Sınıf Uygulamasını Getirmeli:
Yoksa Komutan Köşker Olur
Nesli İhyâ Medeniyeti İnşâ Yazı Dizisi 6
Bir ülkede yaşayan insanların o ülke şartlarında çeşitli istihdam alanlarına göre yeteneği istikametinde yetiştirilmesi ülke kalkınmasında büyük öneme sahiptir.
Allah, insanı çeşitli istidat kabiliyet ve yeteneklerde yaratmıştır. Sahip olduğu kaniliyetleri alanında istihdam edilirse kabiliyetler, yetenekler inkişaf eder, aksi takdirde körelir.
Nice yetenekler, köreltildiği için nice muazzam insanlar havas hayat yerine avama düşen bir hayat yaşamakta ve ülkemiz de yerinde saymaktadır.
Bir Hikaye:
Kendi döneminin büyük komutanlarından biri vefat eder. Melekler dünyadayken büyük hizmetler yaptığı için bir dilek dileyebileceğini söyler. Komutan mesleği gereği bugüne kadar dünyaya gelmiş geçmiş en büyük savaş stratejisi zekasına sahip insanı ile tanışmak istediğini söyler. Melekler tutup kolundan birini getirirler. Komutan, "Sen dünyadayken hangi ordunun komutanıydın" diye sorar kendisine. Adam "ben dünya hayatımda köşkerdim yani ayakkabı tamir ederdim komutan değilim" der. Komutan şaşırır ve meleklere döner "ben sizden Köşker istemedim" der. Melekler, Allah dünyaya gelmiş geçmiş en büyük savaş stratejisi zekasını bu adama verdi. Lakin o, bu zekasını kullanmadı, köreltti ve hayatını ayakkabı tamircisi olarak dünyada geçirdi, derler.
Bu ülkenin vedahi insanlığın Cumhurbaşkanına da çöpçüye de ihtiyacı var. Lakin Cumhurbaşkanı yeteneğine sahip olan biri çöpçü olarak hayatını geçirmemelidir.
Konunun özüne gelelim...
Milli eğitim okullarında sorunlardan biri de başarı düzeyi sınıflarının olmamasıdır. Yani tabir yerinde balık ile kaplanı aynı yarışa tabi tutuyor MEB sistemi. Oysa yüzmede balık kaplanı; koşmada kaplan balığı yener.
MEB Eşitlik ilkesini uygularken Adalet hukukunu çiğniyor.
Biraz muhakeme ve müzakere edince şu hakikat ortaya çıkıyor:
Sınıfta başarı düzeyi kabul edilmediği ve hatta yasaklandığı için üstün zekalı, vasat ve geri zekalı için aynı öğretmen aynı seviyede dersi anlatmaktadır.
Öğretmen dersi orta seviyede yani vasata göre anlatıyor. Bu durumda zekası daha geri olan talebe ümidini yitiriyor, ne de olsa asla yüzde ellilik orana yetişemez. Üstün zekalı olan talebe ise (misal başarı/zeka düzeyi %90) sıkılıyor ve dersi bırakıyor, zamanla yetenekleri köreliyor. Vasat öğrenciden ise ülkeyi ayakta tutacak başarı beklenemez. Böylece ülkedeki talebelerin yetenekleri körelmekte, ve ülkenin ana sütunları yıkılmaktadır.
Osmanlı Devleti'nin son 200 yılı (Sultan II. Abdülhamid Han Hz. dönemi hariç) ve Türkiye Cumhuriyeti devletimiz neden bir türlü belini doğrultamıyor? Neden yeterli düzeyde insan yetiştiremiyor?
Yanlış eğitim politikaları yüzünden kendi öz evlatlarını eğitmek adı altında eğmekte, bükmekte ve yeteneklerini köreltip Yusuf Kaplan tabiri ile mankurtlaştırmaktadır.
Milli Eğitim Bakanlığı eğitimde yetenek adaletini gözetip biran önce başarı düzeyine göre sınıf sistemine geçmelidir. Böylece yetenekler köreltilmez ve her talebe kendi hazırbulunuşluk ve yeteneğine göre yetişir. Eğitimde bir tek fert kaybedilemez, kaybedilmemelidir.
Unutulmamalıdır ki, muhakkik ve müdakkik yetişen, ilim, irfan ve hikmet ile donanan bir kişi bin kişiyi yönlendirebilir. Öncülük edebilir. Bu öncü olacak kişi ise yetenekli talebeler arasından çıkar. MEB başarıya göre sınıf düzeyini uygulamaya koyarak "Neslin İhyası ve Medeniyetin İnşâsına" katkı sunmalıdır.