Aile İletişiminde "Dinlemenin" Önemi

Adnan KALKAN | Yazar | Aile Danışmanı

Eşler Arasında Dinleme Becerisini Geliştirmek

Davranışın ön şartı bilgi, bilginin ön şartı anlamak, anlamanın ön şartı ise dinlemektir Diğer bir tabirle dinlemeyen anlayamaz, anlamayan bilemez, bilemeyen ise hikmetli davranamaz. Hikmetli davranış bilgi üzerine bina edilir. Bilmek için ise dinlemek ve anlamak şarttır.

Ailede meydana gelen en büyük problemler genellikle eşler arası iletişim sorunlardan kaynaklanır bu iletişim sorunlarının başlangıç noktası ise birbirine etkin ve etkili dinlemek ve anlamaya çalışmaktır. Etkin dinleme Bu anlamda sağlıklı iletişimin kilit noktası konumundadır.

Etkin dinleme becerisi zayıflayan ve bu beceriyi kaybeden aile fertleri sosyal, duygusal, psikolojik ve hatta zamanla psikopatolojik problemler yaşayabilmektedirler. Öyleyse dinleme becerisini geliştirmek aile içi sağlıklı iletişim ve huzur için geliştirmek gerekir. Bu bağlamda şu yöntemleri uygulamak faydalı olacaktır.

Aktif Dinlemek

Dinlemek değil, aktif yani etkili dinlemek karşı tarafı anlamayı sağlar. Anlamak için konuşana odaklanmak gerekir. Beden, zihin ve kalp bütünlüğünde dinlediğimiz takdirde anlamamız kolaylaşır. Aile fertlerinden biri konuşurken diğeri herhangi bir işle, telefonla, televizyonla meşgul olmamalıdır. “Şimdi ve burda” ilkesini kullanmalıdır.

Göz Kontağı

Göz kontağı iletişim konusunda çok öneli bir yere sahiptir. Konuşanın duygularını anlamayı sağlar. Göz kontağı kurmak duygusal bağ kurmaya yarar. Konuşanın anlaşılmasını, dinleyenin anlamasını sağlar.

Ses Tonu ve Vücut Dili

Ses tonu iletişimde duyguları yansıtır. Samimiyet veya yapmacık söylemleri ele veren, ses tonudur. Lakin ses tonuna yanlış anlam yükleme ihtimaline karşın dikkatli olmak gerekir.

Gerek eşler gerekse ailenin diğer fertleri iletişim esnasında ses tonlarına dikkat etmelidir. Öfke, alay, küçümseyici, iğneleyici değil; güven, önem, değer verici ses tonuyla konuşmak anlama düzeyini artırır.

Beden dili ise iletişimde en kritik unsurlardan biridir. Konuşana, dinleyen bütün bedeni ile dönmelidir. Dinleyen de aynı şekilde konuşana bütün bedeni ile dönerek dinlemelidir. Özellikle eşler göz göze, yüz yüze konuşmalıdır. Beden dilini kullanarak etkin dinlemeye en güzel örnek Peygamber Efendimiz’dir (Asm). O, konuşurken de dinlerken de bütün vücudu ile yönelip dinlerdi. Bu da hem anlaşılmayı hem dinlenmeye vesile oluyordu.

Soru Sormak

Konuşanın soru sorması, dinleyicinin dinleme dikkatini canlı tutarken; dinleyenin soru sorması ise konuşana “konuştuğun konuyu dinliyorum, önemsiyorum” mesajı verir. Anlamadığını anlamayı, yanlış anlamaları ise düzeltmeye vesile olur. Ayrıca düşüncelerin paylaşılmasına vesile olur. Aslolan ise doğru soruyu doğru zamanda ve durumda sormaktır.

Eleştirmekten Kaçınmak

Aslında eleştiri geliştiridir. Yani eleştirmek geliştirmeye vesile olur. Lakin anlam yitirmesi sebebiyle eşler ve aile fertleri birbirini eleştirmek yerine birbirini dinlemelidir. Olabildiğince olumsuz, suçlayıcı eleştiridense karşılıklı birbirini dinleyerek iletişim kurmalıdırlar.

Hoşgörü

Eşler arasında ve aile fertleri arasında bazen görüş ve fikir ayrılıkları olabilir. Bu tür durumlarda hoşgörü büyük kriz çözücü önem taşır. Hoşgörü çerçevesinde dinlemeli ve ikna ile çözüm üretilmelidir. Karşı tarafın bakış açısı öğrenilmeye çalışılıp birlikte çözüm üretilmelidir.

Sabırlı Olma

Sabır ve tahammül bu asrın büyük sorunlarından biridir. Sosyal hayatın karmaşa ve kargaşasında gün içinde birçok insanla iletişimde oluruz. Bunlardan bazılarına tahammül etmek gerçekten zor olmasına rağmen onlara tahammül ediliyor. Oysa kişi, eşi ve çocuğunu sabır ve tahammül ile dinlemelidir. Konuşma yarıda kesilmemelidir. Bazen anladığımızı zannettiğimiz bir konuyu sonuna kadar dinlediğimizde, aslında konunun çok daha farklı olduğu anlaşılmaktadır. Bu sebeple eşini ve çocuğunu, konuşmaları bitene kadar dinlemeye devam etmelidir. Acelecilik psikososyal bir hastalıktır. Sabır ise çözümüdür.

Özetleme

Konuşma bittikten sonra, konuşanın konuşmasını kısaca özetlemek, konuşmanın doğru anlaşılmasına vesile olur. Olası yanlış anlaşılmalar varsa konuşan tarafından düzeltme fırsatı verir. Konuşan tarafından özetleme yapılması da etkili dinleme ve anlamaya vesile olur.

Duyguları İfade Etmek

İletişimde duygular çok önemlidir. Duygusuz iletişimin tesiri zayıftır. Mevlana, “söz dilden çıkarsa kulağa ulaşır, gönülden çıkarsa gönüle ulaşır” der. Beyne giden yol da gönülden geçer. Eşler ve aile fertleri konuşurken duygularını ifade etmelidir. Diğer fertler de buna ortam sağlamalı ve saygı duymalıdır. Aksi halde bir içe atılıp bastırılmış duygular bir yerde patlar ve aileye zarar verir. Duyguların paylaşılması bağları kuvvetlendirir.

Konuşma Sırası

Eşlerden veya aile fertlerinden biri konuşurken diğerleri dinlemelidir. Konuşanın konuşması bitince konuşmaya girmeli ve söyleyeceklerini söylemelidir. Biri anlatırken araya girilmemelidir. Söz kesilmemelidir. Konuşmada sıra önemlidir.

Sonuç olarak, etkili ve aktif bir şekilde dinlemediğimiz bir konuda sağlıklı sonuca varmak zordur. Aile sosyal hayatın çekirdeği olması sebebiyle başta ailede dinleme becerimizi geliştirmeliyiz. Daha sonra da sosyal hayatın her aşamasında, konuşmaktan daha önemli olan dinleme becerimizi geliştirmeliyiz. Huzurlu aile yuvası için dinleme becerisi hayati önem taşır.
Konuşan heybesinden harcar, dinleyen heybesini doldurur.